30 Ocak 2013 Çarşamba



YELEĞİN YAPILIŞININ ANLATIMI
Resimdeki Örneğin Tarifi ve Açıklaması.
 Üç Renk ip Ayarlıyoruz. Boyun kısmından başlayarak örüyoruz. 2.5 Numaralı şişimizle 80 ilmek atıp 2 Sıra Haroşe ördükten sonra 13 Er kollara, 30 ilmek öne, 24 ilmek arkaya gelecek şekilde ilmeklerimizi ayarlıyoruz. Daha sonra ayarladığımız yerlerden her ön sırada bir artırarak ve aralara renk katarak düz şekilde bel kısmına kadar örüyoruz. Ön sıra 45 ilmek olunca kolları başka şişe alıp örüyoruz. Kolları ördükten sonra bel kısmını koltuk altlarından 10 ar ilmek ekleyerek düz örüp yeleğimizi bitiriyoruz.
Hilal Cebeci twitter da Massiye açık açık davet yolladı.


29 Ocak 2013 Salı

Açın kızlar arayı



26 Ocak 2013 Cumartesi




Sık sık, azar azar beslenmek metabolizmayı hızlandırdığı gibi, yavaş yemeyi de sağlar. Aç kalmak ve öğün atlamak, bir sonraki öğünde hem hızlı hem de fazla yemek yenilmesine neden olur.

Kilo fazlası olanlar genelde öğün atlayarak, hiçbir şey yemeyerek sonuç almaya çalışır. Böyle bir davranış, vücudu açlıktan ölme paniğine sürükler ve ‘kıtlık’ moduna geçen metabolizma yavaşlar, yağ yakmak yerine tüketilen her besini yağ şeklinde depolama yoluna gider. Bu nedenle başta kahvaltı olmak üzere asla öğün atlanmaması ve 2.5 - 3 saatlik aralıklarla beslenilmesi gerekir.



Dünya Sağlık Örgütü’nün 2000 yılı sağlık raporunda şişmanlık, “vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir sağlık sorunu” olarak tanımlanıyor. Aşırı besin alımı, yetersiz fiziksel aktivite, kalıtım, nöroendokrin etmenler, psikolojik sorunlar, cinsiyet, eğitim düzeyi, evlilik, doğum sayısı, sigarayı bırakma, alkol kullanımı gibi faktörlere bağlı olarak gelişen şişmanlık tek başına olduğu gibi komplikasyonları ile de yaşam süresini kısaltan ve yaşam kalitesini düşüren ciddi bir hastalık.

Komplikasyonları arasında ilk akla gelenler: Kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum rahatsızlıkları, karaciğer yağlanması, safra kesesi hastalıkları, eklem hastalıkları, adet düzensizlikleri, kısırlık... şeklinde sıralanabilir.

Çağımızın bu önemli sağlık sorununu çözmek için ne yapmalıyız? Her gün gazete, dergi, televizyon, internet gibi kitle iletişim araçlarında onlarca “şok diyetler” ile karşılaşıyoruz. Genel ilkeleri benzer olmakla birlikte diyet mutlaka “kişiye özel” olarak hazırlanmalı. Çünkü herkesin metabolizması farklılıklar gösterir, tıpkı parmak izi gibi. Öte yandan kilo fazlası olanlar genelde aç kalarak, öğün atlayarak, hiçbir şey yemeyerek sonuç almaya çalışır. Böylesi bir davranış, vücudu açlıktan ölme paniğine sürükler ve “kıtlık” moduna geçen metabolizma yavaşlar, yağ yakmak yerine tüketilen her besini yağ şeklinde depolama yoluna gider. Buna karşılık sık sık, azar azar beslenmek metabolizmayı hızlandırdığı gibi, yavaş yemeyi de sağlar. Aç kalmak ve öğün atlamak, bir sonraki öğünde hem hızlı hem de fazla yemek yenilmesine neden olur. O nedenle başta kahvaltı olmak üzere asla öğün atlanmamalı, 2.5 - 3 saatlik aralıklarla beslenilmelidir.




Rosie & Marks&Spencer iç çamaşırı koleksiyonu



Çoğu insanın sahip olmak istediklerine siz sahipsiniz. İyi bir işiniz var, kariyer basamaklarını başarıyla tırmanıyorsunuz, maddi sıkıntınız yok ve hemen hemen istediğiniz her şeyi alabilecek güce sahipsiniz, güzelsiniz, sağlıklısınız. Her şey tamam gibi. Bir eksiğiniz var: Yalnızsınız! Erkeklerden yana şansınız yok. Peki nerede yanlış yapıyorsunuz?

Yüksek beklentiler

Çoğu kadın, başladığı ilişkiye, karşısındaki kişi beklentilerini karşılamıyor diye kısa sürede son verebiliyor. Ve yine kaçınılmaz son: Yalnızlık!

Erkekler kahraman rolüne bayılır, sizi korumaya da… Ancak hatırlatalım. Erkeklerin bu duygularını tatmin etmek için onlardan yardım istemenin de bir dozu var. Her adımda, her dakika sizin için bir şey yapmasını istiyorsanız, olay kahramanlıktan çıkıp enayiliğe dönüşür. Ona kendini bir kahraman gibi, önemli ve vazgeçilmez hissettirmek yerine, hayatınızı kolaylaştıran bir hizmetçi muamelesi yaparsanız, kaderiniz terk edilmek olur.

“Armudun sapı üzümün çöpü” fikrinden kurtulamamak

Seçiminizi dikkatli yapmak tabii ki son derece önemli ama eğer potansiyel bir sevgiliyi sırf demode ayakkabı giydiği için defterden silerseniz, yalnızlıktan kurtulamazsınız. Kriterlerinizi bir kez daha gözden geçirmeye ne dersiniz? Ki o kriterleriniz özellikle dış görünüşle ilgiliyse… En fazla ona yeni bir ayakkabı hediye edersiniz, olur biter.

Karakter açısından da mükemmeli yakalayamayacağınızı aklınızdan çıkarmayın. Bütün iyi huyların tek bedende toplanması doğaya aykırı zaten. Yapmanız gereken dikkatli bir tartma işlemi. Hangi tarafları daha ağır basıyor, ona bakmak.

Evde kalmış kız sendromuna yakalanmak

Bu sendroma yakalananlarda “Yalnızım, bir erkek istiyorum, nasıl olursa olsun” tavırları hissedilir. Ya da “Bunu buldum, asla kaçırmamalıyım” hali vardır. Bu çaresizlik durumu erkekler tarafından oldukça itici bulunur, söyleyelim. Çünkü ‘evde kalmış kız’ sendromuna yakalananların en belirgin özellikleri ısrarcılık, erkeğin üzerine aşırı düşme ve her konuda onunla aynı fikirde olma halidir.