erken tanı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
erken tanı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Şubat 2013 Salı



Kozan, Hipertansiyon hastalarının tanı konulmasında bazen çok geç kaldıklarını belirterek, hastalığın ancak bazı organlara zarar verdiğinin anlaşılmasından sonra insanların tedavi için doktora başvurduklarını söyledi.

Oysaki hastalığın tanısının kolay olduğunu belirten Kozan, ''Kahve, sigara gibi uyarıcı maddeleri almadan 5-10 dakikalık dinlenme sonucu 3 farklı zamanda ölçülen kan basıncı 140/90 mmHg nin üzerinde ise hipertansiyon tanısı konur. Bazen organ hasarları sonucu yakalanabilir. Bazen bir beyin kanaması sonucu fark edilebilir. Genellikle böbrek, kalp, beyin ve göz gibi hayati organlarda hasar yapar''dedi.

Prof. Dr. Kozan, hipertansiyonun tanısının ardından tedavisinde, yaşam biçimi değişikliğinin öneminin büyük olduğunu belirterek şunları söyledi: ''Sigara bırakılması, tuzsuz diyet, kilo kontrolü ve egzersiz mutlaka yapılmalıdır. Bunların üstüne hastaya uygun olan hipertansiyon ilaçları başlanır. Hipertansiyon ilaçları son derece güvenli ilaçlardır. Yapılan spekülasyonların hiçbir bilimsel dayanağı yoktur. Bazı kişilerde yüksek tansiyonun en az üç ya da daha fazla ilaç almasına rağmen kontrol altına alınamadığı durumlar olduğunu ifade ediyor. En az 3 ilaç almasına rağmen kan basıncı 140/90 mmHg üstünde seyrediyorsa dirençli hipertansiyondan bahsedilebilir. Gerçek manada dirençli hipertansiyon oranı hipertansiyon olgularının yüzde 3-5'ini oluşturur.''

İNATÇI HİPERTANSİYONA RENAL DENERVASYON FRENİ

Kontrol altına alınmayan her hipertansiyonun organ hasarına yol açabildiğini belirten Prof. Kozan, bu hastaların düzenli olarak kontrollerini yaptırmaları gerektiğini ifade etti.

Kozan, dirençli hipertansiyonda Türkiye'de ve dünyada hastalara renal denervasyon yönteminin uygulandığını ve olumlu sonuçlar alındığını belirterek, ''Tüm ilaçlara rağmen kan basıncı kontrol altına alınamıyorsa (en az 3 ilaç kombinasyonu sonrası) renal denervasyon düşünülür. İşlem son derece basittir. Bir kateterle böbrek arterine girilerek çepe çevre böbrek arterinin sinirleri yakılır. Bunda amaç böbreğin sinirsel uyarımına engel olarak hipertansiyona neden olan hormonun salınmasını engellemektir. Bu sayede Kan basıncında 30/20 mmHg’lik düşmeler sağlanabilmektedir'' dedi.