14 Ekim 2013 Pazartesi

Bayram soflarının vazgeçilmez yemeği kavurma için bayramı beklemenize gerek yok. Her zaman yapabileceğiniz kavurmanın bu kolay tarifi ile bayramlardaki neşe ve mutluluğu evinize getirebilirsiniz. Malzemeler (4-6 kişilik) 2 yemek kaşığı (70 gr) Teremyağ 1 kg kuşbaşı kuzu eti Üzeri için: Kekik Servis için: 2 adet kırmızı soğan 1/2 demet maydanoz Tuz Pul biber Karabiber Hazırlanışı: Öncelikle servis için soğanları yarım ay şeklinde doğrayın.

 Elinizle ovalayın ve servis tabağına alın. Kıyılmış maydanoz, tuz, pul biber ekleyip, karıştırın. 1 yemek kaşığı Teremyağ’ı tavaya alın ve eritin. Üzerine eti ilave edin ve kısık ateşte 15 dakika kavurun. 1 yemek kaşığıTeremyağ daha ekleyin. Yağ eriyene kadar kavurmaya devam edin. Tuz, pul biber, karabiber..

18 Eylül 2013 Çarşamba

7 yıldır adsense'yi blog ve sitelerimde kullandım.
Ta ki bu banlandığım temmuz ayına kadar,önce sudan çıkmış balık gibi şaşkın ortada kaldım.sonra adsense alternatifi siteleri araştırmaya başladım.o kadar çok alternatif var ki ben de şaşırdım.bir daha adsense'ye kesinlikle kayıt olmayı düşünmüyorum.
Sitenize reklam alabileceğiniz alternatif reklam şirketleri arıyorsanız alın size bir link burada çeşit çeşit reklam yayınlayacağınız networkları bulacaksınız.
CPM


ne zaman banlanacağım diye huzursuz olacağıma daha az kazanır ama mutlu olurum daa iyi.

13 Eylül 2013 Cuma


Alacakaranlık serisinin yıldızı Kristen Stewart, bir prensle yaptığı 15 dakikalık görüşmeden 500 bin dolar para kazandı.

Bu görüşme, ünlü yıldızın hayatındaki en karlı 15 dakika olarak yerini aldı.

Film yapımcısı Harvey Weinstein, bir Arap prensinin Kristen Stewart'la görüşmek için 500 bin dolar ödediğini açıkladı.

İsmi açıklanmayan prens, Sandy Kasırgası için düzenlenen konsere yardım edeceğini açıkladı. Ancak prensin bir şartı vardı: Stewart'la 15 dakika başbaşa konuşmak. Prensin teklifini ünlü oyuncuya götüren Weinstein'ın Stewart'tan aldığı cevap ise "Kaç paraya?" oldu.

Tarafların 500 bin dolara anlaşmasıyla Stewart, prensle 15 dakika geçirdi.

23 yaşındaki oyuncu, aldığı parayı Sandy Kasırgası için başlatılan yardım fonuna bağışladı.


medyafaresi
Madonna yaklaşık 2 yıldır birlikte olduğu 25 yaşındaki sevgilisiyle nişanlandı

Dünyaca ünlü şarkıcı Madonna 2 yıldır birlikte olduğu kendisinden 30 yaş küçük dansçı sevgilisi Brahim Zaibat ile nişanlandı.

In Touch'a konuşan bir kaynak çiftin New York'taki Kabbalah Merkezi'nde nişanlandığını söyledi.

Nişanla ilgili detayları aktaran kaynak "Madonna o gün çok mutlu görünüyordu. Nişanlandığını bir sır olarak saklamaya da niyeti yok. Madonna artık bu genç adamla evleneceğini herkesin bilmesini istiyor" dedi.
 posta
Rihanna, Londra'dan Hong Kong'a giderken giydiği, üzerinde birçok ülkenin bayrağı olan kıyafetle herkesi şaşırttı
Dünyaca ünlü şarkıcı Rihanna, Hong Kong’a yola çıkmak üzere Londra’daki otelinden ayrılırken üzerindeki kıyafetle ilgi odağı olmayı başardı.

25 yaşındaki şarkıcı, otel önünde bekleyen kalabalığı üzerinde ülke bayrakları bulunan bol bir pantolon ve tişörtle karşıladı. Türk bayrağının olduğu kısmın ünlü şarkıcının göğsüne denk gelmesi ise dikkat çekti.

Rihanna, fotoğrafı Instagram’da hayranlarıyla paylaşmayı ihmal etmedi.


posta

7 Eylül 2013 Cumartesi

Playboy'un yeni bombası Bryiana Noelle...

Dünya'nın en ünlü magazin dergilerine kapak olan seksi manken Playboy'a soyununca şansı değişti...

Amerikan dergisinin eylül sayısında çıplak pozları yayınlanan Bryiana Noelle'ye Miss Playboy unvanı verildi...



...
Ailenin yanından ayrılıp kendine ait bir eve taşınmak, her türk gencinin en büyük hayallerinden biridir. Özellikle lise çağındayken annesi çalışmayanlarda ayrı eve çıkma isteği bir tutku halini almıştır, çünkü her türk ergeni amerikan pastası tarzında ottan boktan filmleri izleyerek büyümüştür.

Bu filmlerde her isteyenin annesi, babası evdeyken sevgilisini getirip rahat rahat seviştiğini, her akşam partilerde milletin; ağızlarına fıçılardan bira fışkırtıp,acayip seksi danslar edip sonra tavşanalar gibi seviştiğini görmüş ve kendi durumuna bakıp imkansızlıkları görüp iç çekmiştir. Bir kızı eve getirmek için ikna etmek, federeri çim kortta yenmek kadar zor iken, bide kızı eve getirmeyi annenin altın gününe gittiği bir ana denk getirmen lazım ki bu; tek yüzüğü, Mordor topraklarına ulaştırıp, Hüküm Dağı’nın alevlerinde yok etmekten daha zordur. Annenin gittiği günü öğrenirsin kız ikna olmaz, ‘bugün amcamalar geliyormuş babam erkenden evde ol dedi” der, gel bak ders çalışacağız havuz problemi anlatırsın bana diyerek, kızı ikna edersin tam ama bu sefer ev boş olmaz. beklersin boş günü, o gün gelir yarın bana geliyorsun demi dediğinde ”olmaz regly oldum ben her yerim ağrıyor” deyip seni mutsuzluk çukurunun dibine atar.

Yani azizim çok zordur çok , boş ev ve kızı bir araya getirmek işte bu zorlukları yaşayan bütün bünyeler, dört tane şehirdeki (ankara, izmir,istanbul,eskişehir) bir üniversiteyi kazanıp ayrı eve çıkma hayaliyle yanıp tutuşurlar çünkü hep akıllarında ”üniversitede kızlar teklif ediyormuş olum” kalıbı vardır ve zannederler ki bu şehirlere gelip bir öğrenci evi edinirlerse; bir gece güzel göğüslü, yuvarlak kalçalı sarışın aslı ile, bir gece mavi gözlü siyah saçlı deniz ile, bir gece esmer tenli, uzun bacaklı gizem ile sevişecek, hatta içinden derki ”azıcıkta şansımız yardım eder ise beyaz tenli kızıl saçlı 1.85 boyundaki afet burcuyla bile yatabiliriz”.

Lisede iken bu hayallerle yaşayan gençler üniversiteye gelince, ilk yıl yurtta kalırlar şehri tanımak ortamı falan tanımak için, ki bence de gereklidir yurtta kalmak, yurt hayatı da ayrı bir okuldur güzel dostluklar kurulur ama yurtta en fazla bir yıl kalınıp sonra eve çıkmak en makbulüdür. İşte buradan sonra konu ikiye ayrılıyor sevgili okuyucu, üniversitedeyken eve çıkanlar ve çıkamayanlar diye. Ve ben 1 yıl yurtta kaldıktan sonra eve çıkma hayalleri kurarken babam emekli olup, ailece benim yanıma taşındıkları için öğrenci evi hayallerim suya düştü, benim yaşadığım mutsuzluk yanında umut sarıkaya’nın mutsuzluk tanımları bok yemiş, o derce mutsuzdum okurken.

Ben üniversite hayatım boyunca ailemle yaşadığım için ayrı eve çıkma hayallerim devam ediyordu. Bu ayrı eve çıkma isteğinin çeşitli sebepleri var sevgili okur bunları şöyle sıralayabiliriz.

1) Artık belirli bir yaş gelip büyük şehirde olduğun için ve gerçek anlamda sevgililerin olduğu için, yukarıda bahsettiğim kızı zorla ikna edip eve getirme gibi çocukluklarla uğraşmazsın, zaten sevgilin de istiyordur sevişmeyi. amma ve lakin, ”bütün ankaralılar üniversiteyi ankara’da okur” kuralından dolayı kız arkadaşın da ailesi ile yaşıyordur (Ya da evet ben bir bahtsız bedeviyim) rahat sevişemezsin, hatta çok zordur sevişmek. Hep evi olan birilerine muhtaçsındır, hep şimdi annem gelecek, şimdi kaynanam gelecek stresi vardır, bazı zamanlar bu stres öyle büyür ki aletinin büyümesini engeller. Yani rahat rahat sevişeceğin günün hayallerini kurarsın, geceleri sabahlara kadar ”bir evim olsun artık ne olur” diye ağlarsın.

2) Çeşitli akrabalar gelir, anne kim geliyor diye sorduğunda sadece boş gözlerle baktığın cevabı alırsın: ”babanın amcasının oğlunun karısının kardeşinin dayısı gil geliyor” sen sadece ”hııımm” deyip dönersin odana. Ve gelirler konuşur da konuşurlar ”sen var ya küçücüktün gördüğümde ben seni, böyle cıbıl cıbıl geziyordun ortalıkta” tarzında kimseye faydası olmayan ama seni utandıran şekilde laflar ederler. En büyük hatayı yapıp yanlarına gitmezsen; ”geçen abuzer abinin yanına gittik, oğlu bi hoş geldin demedi üniversiteli olunca şımarmış bu çocuk” şeklinde arkadan konuşurlar.

3) Rahat sevişemezsin.

4) Gelip de kalanları vardır bide bu akrabaların,bunlar tuvaleti, banyoyu hep ihtiyacın olduğu anda işgal ederler, normalde sabah uyanıp donla işemeye gidip, sonra uykuna devam edersin ama her an karşına bir akraban çıkma riski olduğu için artık pijamanı giymelisindir ve pijamayı arayıp üstüne giyene kadar bütün uykun kaçar, kendine lanet edersin. Hadi uyudun tekrar diyelim ama ”misafirlikte fazla yatılmaz 8 da kalkılır en geç 9 da kahvaltı yapılır” kuralından dolayı bağıra çağıra kahvaltı yaparak senide uyutmazlar.

5) Rahat sevişemezsin.

6) Annen olur olmadık zamanda çamaşır makinesi, elektrikli süpürge,saç kurutma makinesi gibi, kafa siken makineleri çalıştırır sinir sistemini alt üst eder.

7) Rahat sevişemezsin.

8) Bazen yalnız kalmak istersin, hiç konuşmamak, sadece yatmak, susup oturmak istersin ama annen ve baban seni merak eder, soru sorar (haklı olarak seni düşündüğünden) sen ters bir cevap verirsin üzülürler, sonra sen onları üzdüğün için daha çok üzülürsün.

9) Rahat sevişemezsin.

10) Dostlarını istediğin zaman eve çağırıp içip, sıçıp, dağıtamazsın.

11) Rahat sevişemezsin.

12) Kaç yaşında olursan ol, kadın ol erkek ol ailenle aynı evde yaşıyorsan, 2 gece üst üstte dışarıda kaldığında ertesi gün sorular başlar, ‘yeter artık evin yolunu unuttun’ ‘bu gece de dışarıda yemeyeceksin değil mi’ gibi lafları yersin.

13) Rahat sevişemezsin.

14) Doğanın kanunu gereği en az 2 hafta da bir babanla, ortada fol yok yumurta yokken kavga edersin.

15) Rahat sevişemezsin.

16) Müziğin sesini istediğin gibi açamazsın hep bir rahatsız olan bulunur.

17) rahat sevişemezsin.

Evet burada yazılanlardan da anlaşıldığı gibi, sadece istediğim zaman sevişmek için ayrı bir eve çıkmak istiyorum sevgili okur, ama az kaldı az bir gün benim de kendi evim olacak, hatta o zaman yüksek lisansa başlayacağım, hem memur hem de öğrenci evi olacak.
Magazin sitesinin bir tanesinde güncel olayları takip edeyim diye girdiğimde rastladığım bir yazıyı paylaşmak istedim bugün sizlere… Ayşe Arman’ın, şu an Türkiye’nin gündemini meşgul eden kürtaj konusuna ilişkin bir köşe yazısını okudum ve çok beğendim.

Köşe yazısının en can alıcı ve siyasi mesaj içermeyen yerini alıntı yapıyorum ki, okuyan ziyaretçilerimiz ana fikrini anlayabilsin. Okuyun, hak vereceksiniz…

İki gündür kürtaj üzerine yazdığım yazılardan sonra, posta kutuma şöyle bir mail düştü. Bir muhafazakâr beyefendi, bundan böyle bu ülkede maddeler halinde nasıl yaşanılması gerektiğinin tarifini yapmış.

1- Kadınların, sokakta alabildiğince kendilerini teşhir etmelerine karşıyız.

Ben değilim! Bunu savunan insanların “teşhir”den ne anladığını bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. Önümüz yaz, şortumu da giyerim, yırtmaçlı eteğimi de, askılı elbisemi de, bikinimi de, mayomu da… Seksi ve güzel görünmenin ahlaksız bir davranış olduğunu düşünmüyorum. Ahlak da, benim ahlakım. Bir tek kocamı ilgilendirir, hiç kimseye laf düşmez. Ama artık inanıyorum ki, giderek günün birinde ne giyeceğimize de karar verecekler!




2- Tıbbi gereklilik dışında kürtaja karşıyız.

Buyurmuş mail atan beyefendi… Ben değilim. 18 yaşında kız hamile kalmışsa, o çocuğu doğurmama hakkı var. “Hata” yapmış. Öyle ya da böyle sevişmiş sevgilisiyle ama hazır değil o çocuğu doğurmaya… Bunun adı “hata”dır, “cinayet” değil, bal gibi kürtaj olur. Ve ben onun annesiysem, kızıma orospu muamelesi yapmam, ona yardımcı olurum, daha kendisi çocuk olan kızımı, o bebeği doğurmaya zorlamam. Tecavüze uğrayan genç bir insana da, “Doğuracaksın!” demem. Kendini hazır hissetmeyen hiçbir kadına demem. Ve eğer hastaneye götüremeyeceksem, o zaman yasadışı bir şekilde muayenehaneye götürürüm, hiç de çekinmem. Beni yasak işler yapmaya mecbur ederseniz yaparım. Lanet ederim ama yaparım, çocuğum her şeyden değerli. Onu fişlemenizi de istemem, TC kimlik numarası da vermem. Beyefendinin hayal ettiği Türkiye’ye bakar mısınız?

Ensest ilişkiler, homoseksüellik ve benzeri sapkınlıkların arka planı araştırılmalı, analiz edilmeli.

Harbiye Açıkhava’da binlerce kişinin karşısına çıkan Pekkan, playback yaptı. Sahnedeki görsel zayıflık ve 67 yaşındaki ‘Süperstar’ın sürekli playback’i kaçırması, izleyiciyi küplere bindirdi. Sosyal medyada “Kadının pili bitmiş, konuşamıyor bile” gibi yorumlar yapıldı.
ÇAPTAN DÜŞÜP HABER OLAMAMA KAYGISI SARDI

Ünlü türkücü Songül Karlı, katıldığı bir TV programında özel hayatına dair ilginç açıklamalar yaptı:

"Eşim Metin'in her gece yatmadan önce ayaklarını öperim. O da beni sabah ayaklarımı öperek uyandırıyor", "3 kez hamile kaldım, ama istemedim. Sonuncusunu dünyaya getirmediğime pişman oldum", "Yüzümde botoks dışında estetik yok. Göğüslerimi 1,5 yıl içinde 3 kez küçülttüm. Çünkü çok büyüklerdi", "Eşim kıyafetlerime karışıyor. Geçen kış mini bir elbise ile yayına çıktığımda yönetmeni arayıp 'Çabuk o elbiseyi çıkartsın. Yoksa bacaklarını kırarım' dedi. Elbiseyi değiştirdim. Bu kez 'Böyle akıllı ol işte' diye mesaj attı. Akşam evde biraz tartıştık. Metin'i çok seviyorum. Bunu ona çok söylemiyorum. Bana kızıyor. Ama ihanete uğrarsam 1 saatte boşanırım"





'Songül Karlı'yı haber olamama kaygısı sardı!


Songül Karlı durup dururken neden birbirinden ilginç açıklamalar yapma gereği duydu? Eşinin elbiselerine bile karıştığını söyleyip özel hayatlarına dair bu kadar detay vermesindeki tutarsızlık hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çok basit, reklam… Televizyonda tutunabilmek, daha fazla haber olabilmek için bunu yapıyor. Songül'ü yıllar öncesinden tanırım; mütevazı, yüzü kızaran, bu tarz konularda konuşamayan birisiydi. Göğüslerinden tutun da eşiyle muhabbetlerine kadar her şeyi anlattı. Çok gereksiz açıklamalar bunlar. Sanırım belli bir yaştan sonra çaptan düşüp haber olamayacağım kaygısı yaşıyorlar. Songül Karlı gibi iyi bir halk müziği sanatçısına yakıştıramıyorum böyle açıklamalarını.

SİNAN ÖZEDİNCİK / SABAH