5 Ağustos 2013 Pazartesi


Ergenekon davasında bugün karar duruşması yapıldı. Duruşmanın ardından Tuncay Özkan’ın kızı Nazlıcan Özkan ve Dursun Çiçek’in kızı İrem Çiçek Silivri Ceza İnfaz Kurumu önünde eylem yaptı. Nazlıcan Özkan ve İrem Çiçek duruşma salonundan çıkar çıkmaz dev nane posteri açtı. ‘Direne direne kazanacağız.’ diye slogan atan ikili basın mensuplarına açıklama yaptı.

Kararın adaletsiz olduğunu savunan Nazlıcan Özkan, "Naneleri kopararak bitiremeyecekler." dedi. İrem Çiçek ise haksızlıkları mücadele ederek yok edeceklerini söyleyerek sözlerine şöyle bitirdi: "Hayatım boyunca Nazlıcan ile beraber mücadele edeceğiz. Bu naneleri tek tek koparamayacaksınız. Bu naneleri susturamayacaksınız." (CİHAN)




Onlarında uykusu gelir abisi.



İstanbul'da sokak satıcıları olarak bilinen torbacılara yönelik operasyonda, ünlü oyuncular Kenan İmirzalıoğlu, Engin Altan Düzyatan, Nehir Erdoğan, İlker Aksum, Ersin Korkut ve Sarp Apak'ın da bulunduğu 25'i oyuncu 55 kişi gözaltına alındı.

Narkotik ekipleri, yaptıkları tespitlerin ardından dün sabah erken saatlerde İstanbul, Ankara, Çeşme ve Muğla Bodrum'da 60 adresi bastı. Kenan İmirzalıoğlu Ankara'da gözaltına alındı. İstanbul ve Bodrum'da Nehir Erdoğan, Sarp Apak, İlker Aksum, Şahin Irmak, Engin Altan Düzyatan, Gökçe Özyol, Ersin Korkut ve Mehmet Erdem'in de arasında bulunduğu 25 oyuncu gözaltına alındı. Ünlü isimlerin bazılarının Bodrum'da tatil yaptıkları otellerde alındıkları belirtildi. 20 torbacı da İstanbul'daki adreslerinde yakalandı. Operasyonda, kokain, esrar, uyuşturucu haplar ele  geçti. Telefon takibinde ünlü isimlerin çoğunun torbacılardan kokain sipariş ettikleri iddia edildi. Çeşme'de ise sabah erken saatlerde kaldıkları otellerde dizi oyuncuları Engin Günaydın, Engin Altan Düzyatan, Orçun Koray Candemir ve Murat Eken de gözaltına alındı.

Ankara'da gözaltına alınan Kenan İmirzalıoğlu, ve Bodrum'da gözaltına alınan ünlü oyuncular uçakla İstanbul'a getirildi. Ünlü isimlerin 'uyuşturucu kullanmak' ve 'yer temin etmek' suçlamasının yöneltileceği belirtildi.


İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ayten Alkan ve Arkeolog Yiğit Ozar’ı 20 Temmuz'da Yedikule Bostanları’nda bir televizyona verdikleri röportaj sırasında tehdit ederek kovalayan şahsın Fatih Belediyesi basın danışmanı Yüksel Göktürk olduğu ortaya çıktı. Alkan ve Ozar, Göktürk hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kentleşme ve Çevre Sorunları Anabilim dalı öğretim üyesi Alkan, bostanda yaşadıkları saldırıyı şöyle anlattı:

“İlk basın açıklamamız sırasında Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in yanında gördüğümüz, güneş gözlüklerini yüzünden çıkarmayan bu şahıs bir röportaj için bostana gittiğimizde yine karşımıza çıktı. Ben röportaj verirken arkeolog arkadaşımız Yiğit Ozar’ın üzerine yürüdü, ensesinden tutarak uzaklaştırmaya çalıştı. Bir yandan da, 'Defolun buradan, insanları kışkırtıyorsunuz' diyordu. Uzaklaşıp surların dibine oturduk. Yanımıza geldi, benimle ‘güzelim’ diye konuşmaya başladı. ‘Benimle güzelim diye konuşamazsın, bu tacizdir’ dedim. Bu sefer cep telefonuyla fotoğraflarımı çekmeye başladı. Biz de onun fotoğraflarını çekmeye başlayınca eliyle yüzünü sakladı. Bu sefer bir bostancının yanına sığındık, yine arkamızdan geldi. Daha sonra peşimizden sokağa çıktı. Bir metre mesafeden bizi takip etmeye başlayınca caddenin ortasında var gücümle bas bas bağırdım, insanlar dönüp bakınca durakladı. Sokaktan çıkana kadar da arkamızdan baktı. Bu şahıs ne zaman bostana gitsek 'mahalleli' adı altında karşımıza çıkarak bostanların korunmasına itiraz eden 10-15 kişiden biri. Bizi bir saat boyunca tedhit ve takip eden, sözlü ve fiziksel olarak taciz eden bu şahıs hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Şimdi ben üniversitede yerel yönetimler dersinde ne anlatayım, kentli hakkından nasıl bahsedeyim, katılımcı yerel yönetimler konusunda ne demeliyim? Öğrencilerime ‘Yerel yönetimlerin hali budur, eleştirirseniz dayak yiyebilirsiniz’ mi diyeceğim?”

Arkeolog Yiğit Ozar da, “Bu şahıs Ayten arkadaşımızın röportajı sırasında yanıma yaklaştı. Küfürler ve tehditler savurmaya başladı. Ensemden tuttu, boynumu sıkarak ve ayaklarıma basarak beni geri geri yürüttü, kalabalıktan uzaklaştırmaya çalıştı. Daha sonra da yaklaşık bir saat boyunca nereye gittiysek peşimizden geldi" diye konuştu.

Yedikule Bostanlarını Koruma Girişimi'nin açıklamasında, “Bu iki arkadaşımızın ya da Yedikule Bostanlarını Koruma Girişimi'nden herhangi birinin başına gelmesi muhtemel her türlü musibetin nihai mesullerini, bu ortamı yaratan ve mesai içinde oldukları bir kişinin taciz, tehdit, saldırı ve takibe varan davranışlarını yönlendirmese dahi bu konuda herhangi bir önlem almayan Fatih Belediye Başkanı, İBB Başkanı ve üstlenici firma olarak addedeceğiz” denildi.

Göktürk, geçtiğimiz salı Yedikule Bostanlarını Koruma Girişimi'nin yıkılmak üzere olan bir bostanda yaptığı toplantı sırasında da görüldü. Grubun kendisini tanıyarak tepki göstermesi üzerine durumun yanlış anlaşıldığını iddia eden Göktürk, “Ben arkadaşlarınızı eli sopalılardan korumaya çalıştım” diye konuştu.


Tüketici fiyatları bazında temmuz ayında en yüksek fiyat artışı, yüzde 17,75 ile kuru soğanda görüldü.

Fiyatı en fazla düşen ürün ise yüzde 9,36 ile erkek tişörtü oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) temmuz ayına ilişkin Tüketici Fiyatları Endeksine (TÜFE) göre, kuru soğan "zam şampiyonu" oldu. Kuru soğanın fiyatı geçen ay yüzde 17,75 arttı.

Bunu, fiyatı yüzde 7,95 artan "yurt içi bir hafta ve daha fazla süreli turlar" ile fiyatı yüzde 7,38 artan domates izledi.

Temmuzda fiyatı en çok artış gösteren diğer ürünler arasında yüzde 4,16 ile dondurma ve LPG dolum ücreti, yüzde 4,06 ile Antep Fıstığı, yüzde 3,06 ile cep telefonu görüşme ücreti, yüzde 2,87 ile kuru fasulye, yüzde 2,61 ile benzin, yüzde 2,50 ile tüpgaz, yüzde 2,49 ile mazot yer aldı.

ATV 'deki iftar ve sahur programıyla Ramazan boyunca reyting listesinin zirvesinde yer alan Nihat Hatipoğlu'nun ne kadar ücret aldığını Ali Eyüboğlu açıkladı. Milliyet yazarı Ali Eyüboğlu, Nihat Hatipoğlu'nun Kadir Gecesi üç program yaptığının altını çizerek, bu reytingi pop starların bile almadığına dikkat çekti.

“Popstar ötesidir Nihat Hatipoğlu’nun durumu...” diyen Ali Eyüboğlu yazısında şu ifadelere yer verdi.

Türkiye 'de hangi popstar başarabilir bunu?

İkincisi; popstarların fanları ağırlıklı olarak gençler, Nihat Hatipoğlu'nun sevenleri ise 7'den 77'ye her yaş grubundan...

Nihat Hatipoğlu, tartışmasız son zamanlarda Türkçe konuşan Müslümanların fenomenidir, ama "kaşesi", yani yaptığı iş karşılığında aldığı para henüz "popstar"ların bir konserden kazandığının onda biri kadar.

Bildiğim kadarıyla Hatipoğlu, Ramazan'daki iftar ve sahur programları için ATV'den 80 bin lira aldı.
Hatipoğlu'nun ekstrasıysa 6-8 bin lira civarında.

Özetle demem o ki, "popstarlar"a oranla Hatipoğlu'nun reytingi yüksek, seveni çok, ama kazancı düşük."

Yıllarca TSK ya hizmet etmişti.Ayağa kalkmadı.Kendini hapis te buldu.
 Bu fotonun adı yok!

Nazlıcan  Özkan'a babasını son kez görmesini çok gördüler.



Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi tarafından verilen 'sırt çantalı turistlerin seyahat motivasyonları' konusunda doktora yapmış olmak gibi akademik personel ilanları 'kişiye özel' olduğu gerekçesiyle tartışma yarattı. Üniversite yönetimi ise kadro konusunda boşa düşmemek ve aranılan nitelikte birisini bulabilmek için önce alacakları akademisyeni belirlediklerini, daha sonra onun özelliklerine uygun ilana çıktıklarını kaydetti. Üniversitenin rektörü Prof. Dr. Adem Ersoy, öğretim üyesi bulma konusunda sıkıntı yaşadıklarını ve daha önceki ilana bir tane bile başvuru gelmediğini ifade etti. 

Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi geçtiğimiz ay bir ilan vererek Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, İşletme Fakültesi ve Turizm Fakülteleri için yardımcı doçent kadrosunda değerlendirmek üzere toplam 10 akademisyen aradığını duyurdu. Ancak bu akademisyenler için aranan nitelikler Türkiye'de çok az sayıda kişinin sahip olduğu nitelikler. Hatta istenen bazı doktora çalışmalarını Türkiye'de yapmış sadece birer kişi bulunuyor.

SIRT ÇANTALI TURİSTLERİN SEYAHAT MOTİVASYONU
Üniversite yönetimi, Turizm Fakültesi için aradığı akademisyen için turizm alanında yüksek lisans yapmış olmak ve 'sırt çantalı turistlerin seyahat motivasyonları' konusunda doktora yapmış olmak şartı getirdi. Yüksek Öğretim Kurumu'nun (YÖK) tez arama kayıtlarına göre bu konuda doktora yapmış sadece tek bir kişi bulunuyor. Benzer şekilde Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Endüstri Mühendisliği için aranan akademisyen için de 'bulanık matematiksel programların doğrudan çözümünde bulanık sıralama fonksiyonlarının uygulanması' konusunda doktora şartı getiriliyor. YineYÖK'e göre bu konuda da doktora yapmış tek bir akademisyen mevcut.
Üniversitenin aynı fakültede Malzeme Mühendisliği için aradığı akademisyen için şartı ise 'Filtreli vakum Ark yöntemiyle üretilen çinko ve kalayoksitlerin karakterizasyonu ve üretimi alanında' doktora yapması. Bu doktoranın yanında bir de optik filmler alanında 5 yıl tecrübe şartı getiriliyor.
Üniversitenin İnşaat Mühendisliği ve İşletme Fakültesi'nin Uluslararası Ticaret ve Finansman bölümleri için aradığı adayların şartlarının ise biraz daha genel olduğu görülüyor. Üniversite bu alanlarda yatırımcı psikolojisi üzerinde çalışmış olmak veya Yapı İletmesi Anabilim Dalı'nda doktora yapmış olmak gibi bir çok adaya hitap eden şartların yerine getirilmiş olmasını istiyor.

"BOŞ BIRAKTIK KİMSE BAŞVURMADI"
Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Ersoy, konu ile ilgili yaptığı açıklamada öğretim üyesi bulma konusunda büyük sıkıntı yaşadıklarını ve gelen başvurular arasından bir değerlendirme yaptıktan sonra ilana çıktıklarını kaydetti. Ersoy daha önce verdikleri ilanda nitelik kısmını boş bıraktıklarını ancak bu sefer de hiç başvuru olmadığını vurguladı.
“Biz kişiye özel ilan vermiyoruz” diyen Ersoy, şunları kaydetti:
"Türkiye’de öğretim üyesi sıkıntısı var. Her ilde bir üniversite kurulunca durum böyle oldu. Biz üniversite olarak daha önce de ilana çıkmıştık, o ilanda ‘nitelik’ bölümünü boş bırakmıştık. Ancak hiç başvuru olmamıştı. Son çıktığımız ilanda ‘nitelik’ bölümünü doldurduk. Bu yasal bir uygulama. Bunu Türkiye'de bütün üniversiteler yapar. Dünyada da böyledir. Biz İngilizce eğitim yapan bir okuluz ve şartlarımız daha net olarak belirlenmek durumunda. Başvurular bizim sitemize yapılıyor. Bunların önemli bir bölümü de yurtdışında olan insanlar. Gelen başvuruları komisyon olarak değerlendiriyoruz. Daha sonra ben kendim de bizzat görüşüyorum. Daha sonra ilana çıkıyoruz. Ancak temel bir sorun var. Biz öğretim üyesi bulamıyoruz.”

"DAHA GENİŞ TUTULABİLİRDİ"
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinden akademisyen bir kaynak ise, yeni alınacak isimlerin böyle uç alanlarda uzmanlaşmış olmaları konusunda sorulacak ilk sorunun özellikle 'o alanda ders açılıp açılmayacağı' olması gerektiğine işaret etti. Belirtilen alanda ders açılmayacaksa bu ilanların amacının talebi dar kapsamlı tutarak üniversitelerin kendi yetiştirmiş olduğu öğrencileri bünyelerinde tutmak olduğuna dikkat çekerek, "Örneğin turizm alanındaki örnekte doğa ya da kültür turizmi alanında uzmanlaşmış adaylara çağrı yapılabilirdi. Başka adayların mutlaka bunu sorgulaması gerekiyor" dedi.
 Yalancı hangisi:

Aynı haberin veriliş biçimine bakarak insanlarımızı nasıl ayrı kutuplara bölmeye çalıştıklarını hayret ile gözleyebilirsiniz.Allah bu tip insanları bu mübarek günler hatırına islah eyler inşallah.

Hem oruç tutacaksın dinden imandan bahsedeceksin sonra insanları yanlış bilgilendireceksin.Yazık Vallahi.

Tarlada gaz bombası ile halka saldıran polisin fotosudur.