2 Nisan 2013 Salı
07:22
sabahtan
Su Gibi'de sonunda bu da oldu. Canlı yayında nişanlanacak olan damat adayının kız arkadaşları telefonla yayına bağlanınca olanlar oldu..
Songül Karlı ve Uğur Arslan sunduğu evlilik programı Su Gibi'nin bugünkü bölümünde bir şok yaşandı.
Canlı yayında nişanlanacak olan Narin ve Murat çifti evliliğe ilk adımı atarken büyük şok yaşadı.
Çift nişanlanmak üzereyken yayına gelen bir telefon herkesi şaşkına çevirdi. Murat Bey'in kız arkadaşı olduğunu söyleyen Neşe Hanım, 'Murat bir hafta önce benden ayrıldı. Benim gururumla oynandı ' diye isyan etti. 'Murat benimle evlenmek istiyordu ' diyen Neşe Hanım, Narin Hanım'a, 'Oyuna gelemeyin ' diye uyarıda bulundu. Neşe Hanım, 'Murat Narin'den ayrılıp bana döneceğini söyledi ' dedi.
Bunun üzerine Songül Karlı, damat adayı ile tartıştı.
Uğur Arslan ise, 'Şu şartlarda biz bu nişanı yapamayız ' diye konuştu.
BİR BAŞKA KIZ ARKADAŞI 'HAMİLEYİM' DEDİ
Neşe Hanım'ın hemen ardından Murat Bey'in kız arkadaşı olduğunu söyleyen bir başka kişi daha yayına bağlandı. Murat Bey ile 1 buçuk yıl birlikte olduğunu söyleyen Gülnaz Hanım ise, Murat Bey'den 6 aylık hamile olduğunu ileri sürdü. Gülnaz Hanım 'Murat hamile olduğum halde bana sahip çıkmadı ' dedi. Murat Bey ise, Gülnaz Hanım'ı tanımadığını iddia etti.
Yayına telefonla bağlanan Murat Bey'in ağabeyi de kardeşine iftira attıklarını savundu.
milliyet
1 Nisan 2013 Pazartesi
03:06
sabahtan
Duru gülüşü ve muhteşem fiziğiyle Türkiye'nin en güzel kızı seçilen Açalya Samyeli Danoğlu, kraliçelik tacını devretmeye hazırlandığı bu günlerde HT Magazin'e konuştu. Danoğlu kıyasıya rekabetin yaşandığı yarışmayı akışına bıraktığını ve kraliçelik ihtirasına kapılmadığını söyledi.
- Türkiye'nin son güzellik kraliçesisin. Herkes de senin bu unvanı fazlasıyla hakettiğini söylüyor. Peki sana göre güzellik kavramı nedir?
Klasik olacak ama güzellik hem bir bütündür hem de görecelidir. İnsanın gülüşü, oturması kalkması, insanlarla iletişimi ve daha birçok her şey güzelliği oluşturan unsurlardır. Dış görünüm önemli ama bütün her şeydir.
- Güzelliği bir bütün olarak tanımladın ve güzelliği oluşturan bazı unsurlar saydın. Sence bu saydıklarından hangilerini barındırıyorsun kendinde?
(Gülüyor). Beni Miss Turkey jürisi değerlendirdi. Kendim için bir değerlendirme yapmam yanlış olur. İnsanlara karşı her zaman duyarlı olduğumu düşünüyorum. Doğru olmaya çalışıyorum. Bunu başkaları değerlendirsin. 'Ben böyleyim şöyleyim' demek şık olmaz.
- İyi bir insan mısın her şeyden önce. Kendini sorgular mısın neyi doğru neyi yanlış yaptım diye?
Evet çok sorguluyorum kendimi. Geceleri yatağıma uzandığımda gün içinde neyi yanlış, neyi doğru yaptığımı hep düşünürüm.
- Samimi misin peki bu özeleştiriyi yaparken?
Hem de çok fazla. Özeleştirinin başka türlü hiçbir anlamı olmaz. Çok objektifim.
- Şöhret kavramı senin için geçmişte ne ifade ediyordu şimdi ne düşünüyorsun? Düşlediğin gibi bir şey mi tanınır olmak?
Çok fazla şöhret olduğumu düşünmüyorum. Yarışmadan sonra insanların ilgisinin üzerime yoğunlaştığı doğru ama aşırı şöhretli biri değilim. İlgi arttı haliyle.
- Tatsız bir deneyim yaşadın mı tanındıktan sonra sektöre dair?
Olumsuz birçok şey söyleniyordu ama şimdiye kadar çok olumsuz şeyler yaşamadım. İnsanlar genelde olumlu tepkiler veriyor.
- Sen nasıl sürdürüyorsun peki hayatını?
Gayet normal bir yaşam sürüyorum. Ailemle birlikteyim. Dizi setine gidiyorum, mankenlik yapıyorum.
- Yarışmadan sonra yaşanan süreçte seni neler yordu?
Okuluma eskisi gibi devam edemedim. Adapte olamadım. Bu beni yordu ve üzdü. Zaten hal ve hareketlerine dikkat eden bir insandım ama üzerime artı bir sorumluluk yükü bindi. Her şeyim mercek altına alındı. Attığım her adım gözlemlenince daha dikkat etmeye başladım.
02:37
sabahtan
Gökçe Bahadır'dan Romantik Erkek Tarifi
Güzel oyuncu Gökçe Bahadır kalbine giden yolu açıkladı!
Gökçe Bahadır, Temmuz 2011 'de evlendiği Ali Sunal 'dan Şubat 2012 'de boşanmıştı. 'Aysel 'i canlandırdığı 'Kayıp Şehir 'in 'İrfan 'ı İlker Kaleli ile sadece 1 ay aşk yaşamıştı.
Gökçe Bahadır, ALL dergisine verdiği röportajda bir erkekte aradığı kriteri açıkladı: “Ayakkabımın bağcıklarının bağlanmasını isterim. Bundan etkilenir ve romantik bulurum!”
30 Mart 2013 Cumartesi
06:22
sabahtan
Münevver Karabulut davasından gizli servet çıktı!
Kızları katledilen Karabulut Ailesi'nin, Garipoğlu Ailesi'ne açtığı 2 milyonluk tazminat davası için mal varlığı araştırılması yapıldı.
Hapiste olan anne Tülay Garipoğlu’na ait banka kasası açıldı. Kasadan 2 milyon TL’lik külçe altın ve mücevher çıktı.
MÜNEVVER Karabulut’un cesedi 3 Mart 2009’da Etiler’deki bir çöp konteynerinde bulundu. Başı bir gitar kutusunda, gövdesi bavul içerisindeydi. Münevver’in öldürülmesiyle ilgili sevgilisi Cem Garipoğlu, babası Mehmet Nida Garipoğlu ve annesi Tülay Makbule Garipoğlu’na dava açıldı. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava sürerken, Münevver’in ailesi Garipoğlu Ailesi’ne 2 milyonluk manevi, 3 bin TL’lik de maddi tazminat davası açtı.
2 MİLYONLUK TAZMİNAT DAVASI
Manevi tazminatın 800’er bin TL’si anne ve babaya, 400 bin TL’si ise kardeşi Enver Karabulut için istenmişti. Tazminat davasına bakan Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi karar için ceza davasının bitmesini bekledi. Ceza davası sonunda Cem Garipoğlu ve annesi Tülay Makbule Garipoğlu tutuklandı. Anne oğul tutuklanınca vasi tayin edilmesi gerektiği için dosya Küçükçekmece 5’inci Aile Mahkemesi’ne gönderildi.
BANKA KASASI AÇILDI
Mahkeme Cem, Mehmet Nida ve Tülay Makbule Garipoğlu’nun mal varlıklarının tespit edilmesi kararı aldı. Ancak Cem ve Tülay Makbule Garipoğlu cezaevindeydi. Mehmet Nida Garipoğlu da mal beyanında 10 bin TL maaşla çalıştığını, oturduğu eve 2 bin TL kira ödediğini başka da mal varlığı bulunmadığını söyledi. Ancak Küçükçekmece 2. İcra Müdürlüğü Tülay Makbule Garipoğlu’nun bir bankanın Bahçeşehir Şubesi’nde, adına kiralanmış bir kasası olduğunu tespit etti. İcra memurları ve avukatlar bankaya giderek kasayı açtırdı. Kasadan çıkan altın ve mücevherlere tedbir kararı konularak aynı şubedeki başka bir kasaya konuldu.
İcra Müdürlüğü ayrıca Mehmet Nida Garipoğlu ile ilgili mal soruşturması da yaptı. Mehmet Nida Garipoğlu’nun 2.5 milyon TL’lik şirket hissesi ve Arnavutköy’de 16 bin metrekarelik bir tarlaya yarı oranında hissedar olduğu tespit edildi. Mahkeme, Mehmet Nida Garipoğlu’nun eksik mal beyanında bulunduğu için ifadesine başvurdu. Mehmet Nida Garipoğlu ifadesinde, "15-16 yıl önce satın alınan tarladan samimi olarak haberim yoktu" dedi.
RÖPORTAJI ARAŞTIRILSIN
Karabulut Ailesi’nin avukatı Rezan Epözdemir mahkemeye başvurarak, "Sahibi olduğu hisse senetlerinin nominal değeri 2.5 milyon TL. Ayrıca gazete ropörtajında da 2 bin sigortalı işçi çalıştırdığını söylemiş. Araştırılsın" dedi. Mahkeme Mehmet Nida Garipoğlu hakkında soruşturma açılmasına karar verdi.
DAVADA SONA GELİNDİ
Mahkeme, Cem Garipoğlu ve Tülay Makbule Garipoğlu cezaevinde olduğu için kendilerine vasi atanmasını istedi. Cem Garipoğlu’nun vasisi babası Mehmet Nida Garipoğlu oldu. Tülay Makbule Garipoğlu’na ise henüz bir vasi atanmadı. Tazminat davası vasi atanması ve mal varlığı tespitinin ardından karara bağlanacak.
Kasadan 5 külçe altın çıktı
İcra memurları Tülay Makbule Garipoğlu’na ait banka kasasını açtırdıklarında şunları buldu:
5 külçe altın
Kutu içinde gerdanlık seti
Sarı ve beyaz renkli büyük taşlı beyaz gerdanlık
Chaprardi marka beyaz renkli saat
Taşlı hasır bilezik
15 parçalık küpe ve broş seti
İnci saatli kolye
6 yüzük
1 küpe
Channel marka 2 büyük 1 küçük bilezik
3 parça gerdanlık seti
3 bileklik
1 gerdanlık
4 çift küpe
İncili küpe
Pırlanta taşlı bileklik
Hürriyet
06:11
sabahtan
Facebook'un açığını buldu parayı kaptı
Elazığ'da yaşayan bilgisayar programcısı İlyas Orak, 4 kez sosyal paylaşım sitesi Facebook'un güvenlik açıklarını bulup 9 bin 450 dolar ödül aldı.Elazığ'ın Kovancılar ilçesinde yaşayan bilgisayar programcısı 22 yaşındaki İlyas Orak, 4 kez sosyal paylaşım sitesi Facebook'un güvenlik açıklarını bulduğunu ve siteden 9 bin 450 dolar ödül kazandığını söyledi.
Orak, Gümüşhane Üniversitesi Gümüşhane Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Programcılığı Bölümü'nden mezun olduğunu söyledi.
Küçüklüğünden beri bilgisayarlarla uğraştığını dile getiren Orak, diğer kullanıcıların var olan program ve oyunları kullandığını, kendisinin bu sistemlerin nasıl yapıldığını merak ettiğini belirtti.
Merakını gidermek için önceleri adını bile bilmediği programlama dilini öğrenmeye çalıştığını vurgulayan Orak, bununla ilgili internet üzerinden araştırma yaptığını anlattı.
Programlama diliyle uğraşınca ilk etapta ''hackleme'' hevesi oluştuğunu aktaran Orak, daha sonra ise ''hata bildirimi'' yapmanın daha uygun olduğuna karar verdiğini açıkladı.
İlyas Orak, yaptığı taramalar sonucunda dünyada ve Türkiye'de birçok şirketin ve resmi kurumun internet sitesinde açık bulduğunu, bunların hepsine hatalarla ilgili bildirim yaptığını kaydederek, şöyle konuştu:
''Facebook'ta 4 tane sistem açığı buldum. Hepsini de 'sıfırlama' bölümünde bulmuştum. İlk güvenlik açığının programını yazdım. Bu, hesap hackleme programıydı. Bir hesabı almam, şifresini değiştirmem 5 saniyemi alıyordu. Son bulduğum güvenlik açığı da sıfırlama noktasında hesapların yüzde 80-90'ını etkileyen bir açıktı. Facebook, bunlara yönelik 'Whitehot' adında güvenlik bildirimi kısmı oluşturdu. Biz de oradan bağlantıya geçiyoruz kendileriyle, onlar da bize dönüş yapıp, teşekkür ediyorlar. Geri dönüşleri 15 gün-1 ay arasında sürüyor. Güvenlik bildirimi yaptıktan sonra bir miktar ödül var. Ben toplamda 4 kere ödül aldım, bunlar açığın derecesine göre değişiyor. Ben sırasıyla 2 bin 950, 5 bin ve en son bin 500 dolar ödül aldım.''
Aldığı 9 bin 450 dolarlık ödülü tahsil etmekte zorlandığını belirten Orak, kendisine gönderilen kartın anlaşmalı bankalarının Türkiye'de bulunmadığını, parasını ya yurt dışındaki akrabalarının yardımıyla ya da havaleyle alabildiğini söyledi.
WHITEHOT LİSTESİNDEKİ 9 TÜRK'TEN BİRİSİ
İlyas Orak, sosyal paylaşım sitesinin, güvenlik açığı bulanların isimlerini Whitehot listesine yazdığını, kendisinin isminin de burada bulunduğunu bildirdi.
Listede yer alan 9 Türk'ten 4'ünün adının listeye yazılmasına vesile olduğunu açıklayan Orak, ''Bildirimde bu kişilerin de bana yardımcı olduğunu belirttim ve ödül almalarına aracı oldum'' dedi.
Orak, hiçbir işte çalışmadığını, başvuru yaptığı firmaların ya kendisini umursanmadığını ya da olumlu cevap vermediğini vurgulayarak, iyi bir firmada kariyerine devam etmek istediğini sözlerine ekledi.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)