8 Mart 2013 Cuma


Bir dönem adı Milan ile de anılan Brezilyalı kaleciBruno Fernandes de Souza, karıştığı korkunç bir cinayeti itiraf etti. Brezilyalı kaleci Bruno Fernandes de Souza, çocuğunun annesi Eliza Samudio'nun cinayete kurban gittiğini bildiğini, kadının vücunun parçalara ayrılıp köpeklere yedirildiğini itiraf etti.

 Ancak de Souza, cinayeti kendisi planladığını reddetti. Bruno Fernandes de Souza bu güne kadar Samudio'nun hayatta olduğunu ancak ülkeyi terk ettiğini iddia ediyordu. 2010 yılında yaşanan korkunç olay söyle gerçekleşti. Flamengo takımının kaptanı De Souza 2009 yılında eski p.rno yıldızı Eliza Samudio ile futbolcuların katıldığı bir partide tanıştı ve tek gecelik bir ilişki yaşadı. Samudio bu birlikteliğin ardından hamile kaldı. Ancak de Souza evli olduğu için genç kadına çocuğu doğurmaması için baskı yaptı, ancak Samudio bunu kabul etmedi ve Şubat 2010'da doğum yaptı. Doğumdan dört ay sonra tam da babalık davası açtığı sırada esrarengiz bir şekilde ortadan kayboldu. Olaydaki sır perdesi de Souza'nın kuzeninin itiraflarıyla aralandı.

 Aralarında de Souza'nın eşinin de olduğu 8 kişi birlikte yaptıkları planla Samudio'yu öldürmüşlerdi. İddialara göre de Souza genç kadını öldürdükten sonra parçalara ayırmış ve Rotweiller cinsi köpeğine yedirmişti. Kalan parçalarsa betona gömülmüştü. Bu olaylardan önce Brezilya'nın başarılı futbolcularından Bruno Fernandes de Souza'nın 2014 yılındaki Dünya Kupası'nda ülkesinin kalesini korumasına kesin olarak bakılıyordu.

Paylaştığı fotoğraflar ve aşk hayatı ile gündenden düşmeyen ünlü şarkıcı Rihanna, twitter hesabından paylaştığı son fotoğraflarıyla yine takipçilerin yüreklerini hoplattı.

7 Mart 2013 Perşembe



Ev hapsi aldığı yönünde haberler çıkmıştı
Ünlü oyuncu Gizem Karaca'nın hakkında geçtiğimiz günlerde ev hapsi aldığı ile ilgili haberler çıkmıştı... İddialara göre;

Ailesi onu Amerika’ya göndermek için harekete geçmişti. Kızlarını kıramayan Karaca Ailesi, Amerika planını erteledi ancak sokağa çıkma yasağı koymuştu. Ancak kızlarını kıramayan Karaca Ailesi, Amerika planını erteledi ancak sokağa çıkma yasağı koymuştu.

Güzel oyuncu dün akşam Twitter'dan bir yazı paylaştı ve "bugün sokağa çıktım. yarın camdan bakıcam." diyerek iddiaları 'ti'ye aldı!

Hollywood'un ünlü oyuncusu Eva Longoria, Altın Küre Ödülleri'nden sonra bir derginin düzenlediği part'ye katıldı. Uzun tuvaletlere olan düşkünlüğüyle bilinen Eva, elbisesinin kuyruğuna basıp düşmekten son anda kurtuldu.
Eva'nın bütün bu çabaları nasıl firikik veririm de gündeme gelirim, sorularının cevabıy gibiydi. Longoria bunu başardı da.


Kadın cinayetlerine isyan eden ünlü şarkıcı Yıldız Tilbe, “Yarın 8 Mart Kadınlar Günü. Kocasının başı üstünde taşıdığı kadınlar kutlasın” dedi.
Tilbe, Hadislerden örnek vererek, "Kadınlar size Allah’ın emanetleridir, onlara yumuşak davranın, incitmeyin" ifadelerini kullandı.


8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla twitter’dan açıklamalar yapan Yıldız Tilbe, “Seni çileden çıkaran yamuk kadını koyacaksın kapının önüne, o kadar. Düzgün kadın alıp bakacaksın keyfine. Öldürmek haksızlık. Kadınlar melek demiyorum fakat sonuç ortada işte, 40 saatte 1 kadın cinayeti az mı, hak mı, hukuk mu nedir?” dedi.

“KOCASININ BAŞI ÜSTÜNDE TAŞIDIĞI KADINLAR KUTLASIN”

Yarının Kadınlar Günü olduğunu hatırlatan sevilen yorumcu, “Kocasının başı üstünde taşıdığı kadınlar kutlasın. Diğerleri de ağlasın kadınlıklarına. Ne zaman ki kadınlar halaylar, şarkılar, danslar eşliğinde sokaklarda bayram gibi özgürce kutlarsa, o zaman kadınlar günü olur 8 Mart. Kadınları koruyan yasalar sağlıklı, bilinçli erkekler ve kadınlar yetiştirir topluma. Adalet güzeldir her zaman, adı üstünde adalet” açıklamasında bulundu.

HADİSİ ŞERİF’Lİ ÖRNEK VERDİ

Hadisi Şerif’li örnek veren Tilbe, "Cennet anaların ayağı altındadır. Kadınlar size Allah’ın emanetleridir, onlara yumuşak davranın, incitmeyin" ifadelerini kullandı.İHA


Kurtlar Vadisi'nin Savcı Leyla'sından açıklamalar

Daha önce birçok dizide oynayan ancak Kurtlar Vadisi Pusu dizisnde canlandırdığı Savcı Leyla karakteriyle zirveye oturan Çiğdem Batur, hakkında merak edilen soruları yanıtladı.

Sabah gazetesinden İlker Gezici'nin sorularını yanıtlayan Batur, rol arkadaşı Necati Şaşmaz'a övgüler dizdi. Güzel oyuncu Polat Alemdar karakteriyle ilgili olarak da, "Polat'ı her kadın ister, ancak onunla ilişki yaşamak çok zor" şeklinde bir ifade kullandı.

Kariyerinizin dönüm noktası nedir?

Popülarite anlamında dönüm noktam 'Kurtlar Vadisi'dir.

Bitiriyoruz! Tüm Ayakkabı Markalarında Tek Fiyat!
Dizide rol almaya başladıktan sonra hayatınızda neler değişti?

Daha fazla kişiye ulaştım ve daha fazla insan beni tanıdı.

ÖNCE SEVİLMEDİM
Seyirciye kendinizi sevdirmek güç oldu mu peki?

Evet, başta 'Savcı Leyla' karakteri 'Polat'ın işlerine çok fazla karışıyor diye çok sevilmedim. İkinci bölümden sonra sokakta yürüyemez oldum. "Polat'ın işine çok karışma" diye bağıranlar oldu.

Sonrasında seyircinin bakış açısı değişti, değil mi?

Kesinlikle! Eli silah tutan, ayakları yere sağlam basan, yeri geldiğinde çok otoriter olan ve 'Polat'ı bile yönlendiren güçlü bir kadın tipini seyirci çok sevdi. Bunun başarı olduğunu düşünüyorum.

Çiğdem Batur'un fotoğrafları

Bunu nasıl başardınız sizce?

'Vadi kadınları' diye bir şey var ve genelde sevilmezler ama ben bunu yıktım. Erkekler; güçlü, zeki kadınlardan kaçarlar aslında, baskın olan kadını çok fazla sevmezler. Ama bu karakter öyle olmadığını gösterdi. Erkekler de güçlü ve baskın kadını sevip kabul edebiliyorlarmış.

'LEYLA' OLMAK ZOR
Dizinin çok sayıda kadın seyircisi de var. Bunu nasıl karşılıyorsunuz?

Onlara hayranım. Bence; 'Polat-Leyla' aşkının da diziyi izlemelerinde etkisi var. Kendilerini, 'Leyla'nın yerine koyup onun gibi olmak istiyorlar ama 'Leyla' gibi olmak her babayiğidin harcı değil.

HER KADIN POLAT'I İSTER ANCAK..
'Polat'; kadınların idealize ettiği bir karakter mi size göre?

Bütün kadınlar güçlü erkek ister. 'Polat Alemdar' da çok güçlü, sevdiğine sahip çıkan bir karakter. Ancak onun aşktan çok daha büyük ve önemli işleri var. İdealize edilen bir erkek belki ama 'Polat' gibi bir adamla ilişki yaşamak çok zor. Düşünebiliyor musunuz; sevdiğiniz erkeğin başına her an bir şey gelebilir.

'MEMATİ'NİN ÖLÜMÜNÜ İZLEYİCİ DE KABULLENDİ
'Memati'nin diziden ayrılması diziyi etkiledi mi sizce?

"Keşke ayrılmasaydı" diyen pek çok insan var ama reytinglere baktığımızda olumsuz etkilediğini söyleyemeyiz. Haftanın birincisi hâlâ 'Kurtlar Vadisi: Pusu'. 'Memati'nin ölümünü kabul ettiler. Ona da saygı duydular. n Dizinin 10 senedir reytinglerde birinci olmasını neye bağlıyorsunuz? Gündemi takip eden bir dizi. Siyasi, güncel konuları; yeri geldiğinde henüz gerçekleşmeden seyircisine aktaran, haberleri izlemeyen izleyiciye bile bir bölümüyle o hafta neler olduğunu anlatan bir proje 'Kurtlar Vadisi'. Sadece insanların birbirini öldürdüğü bir mafya dizisi değil. 10 yıldır alternatifi de yapılamadığı için halen birinci.

ROLÜN AĞIRLIĞI ÇOK FAZLA
Kendinize yakın buluyor musunuz 'Savcı Leyla'yı?

Ben de hayata karşı sert ve güçlü dururum; duvarları olan biriyim. Benim de çok sinirlendiğimde bir kaşım kalkar; 'Leyla' gibi dominant tarafım var.

Rolün ağırlığını taşıyor musunuz?

Savcı olmak; çok zor ve büyük sorumluluk gerektiren bir meslek. Seyirci bu durumu sizinle o kadar fazla özdeşleştiriyor ki... Eğlenmeye gittiğimde daha ağır takılıyorum.


'Bir Kadın Bir Erkek'in 'Zeynep'i Demet Evgar ile 'Ozan'ı Emre Karayel, 21 Mart'ta Manisa'da düzenlenecek festivalde halka mesir macunu dağıtacak

Demet, ‘Hafsa Sultan’ olacak, Emre de ‘Merkez Efendi’! Festivalde Sibel Can, Ziynet Sali, Hüseyin Turan, Murat Dalkılıç ve Hande Yener de konser verecek.

POSTA

6 yıl önce yerli spor otomobil Etox’u üreten Ercan Malkoç, Erdoğan’a verdiği sözü tuttu ve ODTÜ ile birlikte Etox’un elektrikli modelini geliştirdi.

Bundan 6 yıl önce yerli spor otomobil Etox’u üreten Ercan Malkoç, Başbakan Erdoğan’a verdiği sözü tuttu ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ile birlikte Etox’un elektrikli modelini geliştirdi. Türkiye’de üretilen ilk elektrikli spor otomobil olan Etox, yaklaşık 20 ayda geliştirildi. Tam dolu şarj ile 180 kilometre yol gidebilen Etox, saatte 170 kilometre hıza çıkabiliyor.

Amerika Birleşik Devletleri’nde doktorlar, tıp tarihinde ilk kez, HIV virüsü ile doğan bir bebeği iyileştirmeyi başardılar.

Başarının, bebeğe çok erken aşamada yüksek dozda antiretroviral ilaçla müdahale edilmesi sayesinde sağlandığı düşünülüyor. Mississippi’de doğan bebek, şu anda ikibuçuk yaşında ve bir yıldır ilaç kullanmadığı halde hastalık belirtisi göstermiyor. Tedavinin diğer çocuklarda da aynı etkiyi gösterip göstermeyeceğinin anlaşılabilmesi için daha fazla denenmesi gerekiyor. Ancak sonuçlar ilk defa, HIV virüsü ile doğan çocukların çok erken müdahale halinde, iyileştirilebileceğini göstermiş oldu.


Ortadan kaybolmuş
Koruma amacıyla adı ve cinsiyeti açıklanmayan çocuk Missisipili.
Doktorlar, annesinin HIV taşıdığı tespit edilen bebeğe HIV pozitif olma riski yüksek olduğundan, henüz 30 saatlik iken yüksek dozda antiretroviral ilaç tedavisi başlatmışlar.
Çocuk 18 aylık oluncaya kadar bu tedavi devam etmiş.
Ama çocuk ve annesi 5 ay boyunca ortadan kaybolunca, doktorlar da endişelenmeye başlamışlar.
Aradan beş ay geçmiş ve 5 ay sonra bu süre içinde hiç ilaç kullanmamış olan bebek yeniden tedavi merkezine getirildiğinde karşılaştıkları sonuçlara inanamamışlar. Çünkü bebekte hiç virüs bulunamamış.

Neden başarılı oldu?
ABD’deki AIDS Araştırmaları Vakfı’ndan Ruina Johnston şöyle açıklıyor:
“Normal olarak HIV pozitif riski taşıyan çocuklar profilaktik antiretroviral ilaçla tedaviye alınıyor. Oysa burada çocuğa standart tedaviye göre çok daha yüksek bir doz ilaç, çok daha erken bir aşamada veriliyor.
“Muhtemelen bu yüzden, HIV virüsü, bebeğin vücudunda virüs rezervleri kuramadan yok edilmiş oldu. Bir kere oluştuktan sonra yok edilmesi çok zor olan şey bu rezervler. Onlar oluşmadan müdahale edilirse anti retroviral ilaçların virüsle başedebildiği anlaşılıyor. “
Gerçekten de erken müdahelenin kritik önem taşıdığını söyleyen doktorlar, ilaçların iki etkisi olduğunu söylüyor.
Antiretroviral ilaç, önce virüsün çoğalmak süretiyle kısa ömürlü aktif hücreler üretmesini engelliyor. Ama daha önemlisi CD4 adı da verilen uzun ömürlü alyuvar hücrelerini etkilemesini önlüyor.
Bu hücreler bir kez virüsü alırsa, HIV virüsünü yıllarca barındıran ve üreten gizli rezervler gibi işlev görüyor.
İşte bu yüzden tedavinin daha büyük bebeklerde ve daha geç müdahele halinde sonuç getirmeyeceği düşünülüyor.
‘İşlevsel tedavi’
Tedavinin sonuçlarını, Baltimore’da Johns Hopkins Üniversitesi’nde virolog Dr Deborah Persaud, Atlanta’da Retrovirüsler ve Fırsatçı Enfeksiyonlar Konferansı’nda sundu.
Persaud, “Bu HIV’nin çocuklarda potansiyel olarak tedavi edilebilir olduğunun bir kanıtı” dedi.
İlk başarılı HIV tedavisi, 2007 yılında Timothy Ray Brown’a uygulanmıştı.
Brown’un hastalığı, lösemi tedavisinde kullanılan, bağışıklık sisteminin yok edilmesi yöntemiyle ve HIV enfeksiyonuna direnen genetik mutasyona uğramış bir donör’den alınan kök hücre nakline dayanan bir tedavi sonucunda önlenebilmişti.
Bu, uygulaması çok zor bir tedavi olduğundan, antiretroviral ilaçla tedavinin çok daha “işlevsel” ya da uygulanabilir bir tedavi olduğu söylenebilir.

Sadece bu bebek mi?
Mississippi’deki bebek, çocuklarda HIV tedavisinde kullanılan mevcut ilaçlarla iyileştirilen ilk hasta oldu.
Ama acaba tedavinin başarısı ilaçtan ve erken müdahaleden ziyade, bebeğin bünyesine has özelliklerden kaynaklanıyor olabilir mi?
Yani, bu tedavi sadece bu çocuğu iyiliştirmiştir diyebilir miyiz?
AIDS Araştırma Vakfı’ndan Dr Ruina Johnston, “Bunu düşünmemizi gerektirecek bir sebep yok şu anda. HIV virüsünü çok güçlü bir şekilde kontrol eden bünyelere has özellikler biliniyor. Bu bebekte böyle özellikler bulunduğuna dair işaret görülmüyor” diye yanıtlıyor.

Bir yıldır temiz
Missisipi’de çocuğun bakımını sürdüren uzmanlardan Dr Hannah Gay, bir yıldır çocuğa yapılan en hassas testlerde bile, kanında virüse rastlanmadığını söylüyor.
Dr Gay, bebeğin uzun ve sağlıklı bir yaşam sürme şansının çok yüksek olduğunu söylüyor ve bu yöntemin, annelerinden doğarken HIV virüsü alan diğer bir çok bebekte de aynı sonucu verebileceğinden umutlu olduğunu vurguluyor.
Varlıklı ülkelerde HIV taşıyan annelere uygulanan antiretroviral ilaç tedavisi ile, zaten kandaki virüs çok düşük düzeye indiriliyor ve çocuklara geçme oranında yüzde 98 oranında risk azaltıcı etki yaratılıyor.
Ama gelişmekte olan ülkelerde antiretroviral ilaç tedavisine hala görece çok az kişi ulaşabiliyor ve HIV pozitif kadınların çocukları hala büyük riskle karşı karşıya. kaynak bbcturkçe