yaşam ve insanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yaşam ve insanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Ağustos 2014 Salı

İntihar ettiği öne sürülen 63 yaşındaki yıldızdan geriye, Instagram'da paylaştığı fotoğraflar kaldı.



10 Haziran 2014 Salı

Sekreter Asuman cinayet sonrası yaşadıklarını anlattı

Konya'da sebebinin yasak aşk olduğu öne sürülen cinayetin kara kutusu sekreter Asuman S., "Ahmet Hoca cinayeti itiraf etti, şaka şaka deyince üzerinde durmadım. Gerçek olduğu ortaya çıkınca da 'kimseye söyleme, namusunu lekelerim' diyerek tehdit etti" dedi.

Konya'da Selçuk Üniversitesi'nde görevli iki öğretim üyesinden Prof. Dr. Ahmet G.'nin, Doç. Dr. Celalettin Öztürk'ü boğazını keserek öldürmesinin sebebinin iki öğretim üyesiyle ilişkisi olduğu öne sürülen sekreter Asuman S. olduğu öne sürülmüştü. Asuman S. olay öncesi ve sonrası yaşadıklarını tek tek anlattı.

Hürriyet'ten Fevzi Kızılkoyun'un haberinde yer alan ifadeler şöyle;

BANA SAPLANTISI VARDI
"Ahmet hocanın bana karşı bir saplantısı vardı. Benimle uğraştığını biliyordum ama Celalettin hocayı da buna karıştırdığını asla bilmiyordum.

İKİSİYLE DE İLİŞKİM YOK
İkisiyle de kesinlikle ilişkim yok. Ahmet hocanın ilgi duyduğu doğru olabilir, babam yaşında adam aramızda nasıl bir şey geçsin. Asla ve asla böyle bir şey yok. Ahmet hocanın bu saplantısını daha önce ailemle de paylaşmıştım. Dekan Handan hocam ters biri olduğu için işimden atılacağımdan korkutuğumdan söyleyemedim.

 İki hocanın da zaman zaman sekreterliğini yapardım. Ailece perişan olduk, adalete kendimi anlattım. Medya beni yargılıyor hem de namusumla. 9 yıl önce üniversitede işe başladım. Kendi isteğimle 3 fakülte değiştirdim. Evlendiğim için fakülte değiştirdim. 5 yıl önce mühendislik fakültesine başladım. 30 Mayıs Cuma günü Turizm Fakültesi'ne görevlendirildiğim söylendi. Gitmek istemiyordum. Ahmet hocaya bu durumu anlattım. Ahmet hoca da bana 'Handan hoca ile helalleşmeden gittiğin için sana çok kırgın. Git helallik iste hallederiz' dedi.

31 Ocak 2014 Cuma


Şeyda Coşkun'un başı dertte
Sertifikası olmadığı halde spor ve diyet programı uygulatan Şeyda Coşkun; bakanlığı alarma geçirdi.

Sertifikası olmadığı halde spor ve diyet programı uygulatan Şeyda Coşkun; bakanlığı alarma geçirdi. Yeni kanunla, Coşkun'a birçok yasak getirilecek!

Gülben Ergen'den Hacı Sabancı'ya kadar birçok ünlüyü zayıflatarak dikkat çeken Şeyda Coşkun'a kötü haber! Her bir müşterisinden aldığı yaklaşık 3 bin euro'luk ücretle dudak uçuklatan 'yaşam koçu', sık sık haber olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı'nı alarma geçirdi. Diyet ve spor programı uygulatan isimlere yurt dışındaki gibi sıkı denetimler getirmeyi planlayan Bakanlık, konuyla ilgili kanun çıkarmak üzere...



SERTİFİKA ZORUNLULUĞU GELİYOR

Gençlik ve Spor Bakanlığı; cezai uygulamalar konusunda yasal düzenlemeler yapacak. Kanun çıktığında Şeyda Coşkun başta olmak üzere hiçbir kişi, ilgili federasyondan sertifika almadığı takdirde kimseye spor ve diyet programı uygulatamayacak.

COŞKUN'LA İLGİLİ ŞOK İDDİALAR!

Bu arada Coşkun'la ilgili dedikodular ilginç. Şeyda Coşkun'un müşterilerine gönderdiği yemeklerini, hiçbir eğitimi olmayan iki Moldovyalı kadına yaptırdığı öne sürüldü. Coşkun'un sıkı diyetleri yüzünden birkaç müşterisinin de sinir sistemlerinin çöktüğü ve sinir krizi geçirdiği de iddialar arasında. Bazı müşteriler ise vücutlarında sarkma olduğu için şikayetçi.

LÜKÜS HAYAT OH NE RAHAT

Her bir müşterisi için yaklaşık 3 bin euro alan ve birçok defa da toplu zayıflama programları uygulatan Şeyda Coşkun'un aylık gelirinin ortalama 200 bin lira olduğu tahmin ediliyor. Coşkun, bu kazancının çoğunu lüks araçlar için harcıyor.

Şeyda Coşkun'un aldığı yüklü ücretin vergisini kuruşu kuruşuna devlete ödeyip ödemediği merak konusu oldu. Gazete haberlerini takip eden Maliye Bakanlığı'nın ise bu nedenle Coşkun'u vergi takibine aldığı söyleniyor.

15 Ocak 2014 Çarşamba


Müslümanların özel adası oldu!

Fatma Aksu'nun haberine göre, JET Fadıl olarak ünlenen işadamı Fadıl Akgündüz, Türkiye’de lüks tatil hizmeti verdiği muhafazakar kesime artık Maldivler’de satın aldığı Kofenbe Adası’nda da konaklama hizmeti satacak.

“Artık Müslümanların da bir adası oldu” diyerek bilboardlara reklamlar veren Fadıl Akgündüz, ada için, “7 hilalli hizmet verecek” diye belirtiyor. Ada için 170 milyon dolar ödediği belirtilen Fadıl Akgündüz’ün Bayrampaşa’da yaptırdığı Caprice Gold’un 63 dairesine, 4.5 milyon dolar alacak nedeniyle haciz konulmuştu.

İddialara göre, Fadıl Akgündüz’ün satın aldığı Kofenbe Adası, üzerindeki gölle birlikte 6 bin dönüm büyüklüğünde. Fadıl Akgündüz adaya 600 odalı bir otel ve 107 villadan oluşan bir proje yapıyor. Projenin yüzde 70’i tamamlandı.

UÇAK ŞİRKETİ DE KURACAĞIM
Akgündüz, otelin işletmesini yüzde yüz kendilerinin yapacaklarını, ulaşım maliyetini düşürmek için ayrıca bir uçak şirketi de kuracaklarını söyledi.

Akgündüz 40 yıla kadar devre tatil imkanı da sunacaklarını, önümüzdeki Kurban Bayramı'ndan itibaren işletmeye hazır hale getireceklerini söyledi.

HAREMLİK-SELAMLIK PLAJ
Finansman sıkıntı yaşayan bir firmayı satın alıp, büyük ortak olduklarını, işletmesinin yüzde yüz Caprice Gold tarafından yapılacağını anlatan Akgündüz, “Bizim müşteri pörtföyümüz tamamı muhafazakar kesim. O yüzden adada özel erkek ve kadın plajları olacak. Adanın 1 kilometre karasuları var ve izinsiz kimse adaya yanaşamıyor. Satışlarımıza başladık. Şimdiden olağanüstü talep var” dedi.

10 GÜNLÜK KİŞİ BAŞI 99 EURO
İstanbul sokaklarını süsleyen bilboardlar ise oldukça iddialı. İlanlarda şu detaylar yer alıyor.
“Bayanlara erkeklere özel plajlar. Özel plajlı villalar. Ücretsiz ulaşım ve 24 saat açık büfe. 10 günlük paket, kişi başı 99 Euro’dan başlayan fiyatlarla.”

BAŞKENTTE KOLSUZ BLUZ BİLE YASAK
Resmi adıyla Maldiv Cumhuriyeti, Hint Okyanusu’nda 1.200 adadan oluşan bir devlet olup, Hindistan’ın güneyinde ve Sri Lanka’nın yaklaşık 750 kilometre güneybatısında yer alıyor. Müslüman bir Cumhuriyet olan Maldivler, dünyanın önde gelen turizm cennetlerinden biri olarak biliniyor. Yakın zamanda İngiliz sömürgesi olmaktan kurtulup, askeri cumhuriyet tarzına dönüşen bir Müslüman ülke olarak ilginç bazı kuralları var. Başkente kolsuz bluz ve etek veya şort gibi kısa kıyafetlerle dolaşamazken, adaları teşkil eden milyonlarca minik adada bikiniyle gezip, güneşlenebiliyor.



Fatma Aksu/Hürriyet

9 Ocak 2014 Perşembe


31 yıldır banyo yapmıyor! Çıplak yaşıyor...
Şanlıurfa'da akli dengesi yerinde olmayan bir kişi, küller içerisinde çıplak olarak yaşıyor.

Sudan korktuğu için 31 yıldır ne banyo yapan ne de tıraş olan şahsın yakınları, yetkililerden yardım bekliyor.

Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesine bağlı Yukarı Tınaz köyünün Yeniköy mezrasında yaşayan Resul Bahadır (47), bir gece yarısı birden aklını yitirdi. Sebebini bilemeyen ailesi, Resul Bahadır'ı önce Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne getirdi.

Hastalık tespit edilemezken, 2 ay hastanede kalan şahıs daha sonra taburcu edildi.

Ekonomik durumları iyi olmadığı için başka hastaneye de gidemeyen Resul Bahadır, 31 yıldır taşlarla çevrili kümeste yaşamaya başladı. Hastalığı her geçen gün ilerleyen Bahadır, zamanla üzerindeki kıyafetleri parçalayıp yakmaya başladı.

Bulduğu tezekleri kaldığı kümeste yakan Bahadır, üzerindeki kıyafetleri de parçalayıp ateşe atıyor. İs ve kül ile birlikte yaşayan Bahadır, uzayan saç ve sakallarını da kestirmiyor.

Sudan korkup kaçan Bahadır ne kendisi yıkanıyor, ne de ailesinin yıkamasına izin veriyor. Resul Bahadır'ın, geceleri yaktığı ateşin yanında ayaklarının üzerine çömelip, sabaha kadar ayık durduğunu söyleyen annesi Zine Bahadır, "31 yıldır oğlum, üzerine giydirdiğim kıyafetleri ya çıkarıyor, ya da parçalıyor ve ateşe atıyor. Sürekli çıplak dolaşıyor. İs ve kül içerisinde. Sudan korkup, kaçıyor. Vücuduna ne bir damla su değdi, ne tıraş edebildik.

Gece gündüz, ayık duruyor. Ya ateşin önünde çömelip ısınıyor. Ya da evin etrafında, köyde geziniyor. Gözüne hiç uyku girmedi. Benim ve komşularımın verdiği yemekleri yiyor. Bir annenin çocuğunu bu durumda görmesi kadar acı verici bir şey var mı? Ben oğluma baktıkça yüreğim yanıyor. Saçı sakalı kir ve kül içinde. Ona bakacak gücüm yok" diyerek yetkililerden yardım istedi.

Resul Bahadır'ın amcasının oğlu Mehmet Emin Bahadır ise, yardım alabilmesi için rapor müracaatında bulunduklarını ama sağlam raporu verildiğini iddia etti. Mehmet Emin Bahadır, "Yardım alabilmek için istenen rapor nedeniyle Viranşehir Devlet Hastanesi'ne müracaat ettik. Fakat devlet hastanesi bize yüzde sıfır organ kaybı olduğuna dair belge verdi. Bu adam küllerin arasında yaşıyor. Ne versek yakıyor. Çevredeki tezekleri getiriyor, yakıyor ve ısınmaya çalışıyor. Ayıp yerlerini örtmüyor.

Battaniye, yorgan gibi şeyleri yakıyor. Kendisini bile birkaç defa yaktı. Bir kardeşi var bir de yaşlı bir annesi. Köylülerin yardımı ile yaşıyor. Yetkililere sesleniyoruz. Bu hastanın halini görün. Bu adama nasıl yüzde sıfır rapor verirsiniz" diye konuştu.

HASTANEDEN AÇIKLAMA

Viranşehir Devlet Hastanesi yetkilileri ise, hastalığın tespit edilmemesi nedeniyle sağlam raporu verildiğini söyledi. Hastalığın tespiti için Adana Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne müracaat edilmesi gerektiğini belirten yetkililer, "Hastalığın tespiti yapıldıktan sonra rapor verilebilir. Daha önceden alınmış bir rapor olsaydı, o rapor üzerinden bakım raporu düzenlenebilirdi. Hastalık tespiti yapılmadan bakım raporu verilemez" dedi.

Hastanenin konuyla ilgi detaylı açıklama yapacağı da öğrenildi.

Öte yandan, Resul Bahadır'ın, sadece son bir yıl içerisinde ısınmak için 40 ton tezek ve odun yaktığı belirtildi.

8 Ocak 2014 Çarşamba


Eski Venezüella güzellik kraliçesi ve ünlü dizi oyuncusu Monica Spear ve eşi, araçlarını soymak isteyen kişiler tarafından öldürüldü. ABD'de yaşayan 29 yaşındaki Monica Spear, 49 yaşındaki eşi Henry Thomas Berry ve 5 yaşındaki kızları ile birlikte tatil için Venezüella'ya gelmişti. Önceki gece Puerto Cabello yakınlarında araçlarını soymaya çalışan kişilere karşı koyan çift, vurularak öldürüldü. Çiftin yaralı bulunan kızları da tedavi altına alındı.

2004'te Venezüella güzeli seçilen Spear, çok sayıda dizide oynamıştı. Bunlardan biri de Türkiye ve Ortadoğu'da büyük ilgi gören "Aşk-ı Memnu"nun Latin versiyonu Pasion Prohibida (Yasak Tutku) dizisiydi. Bihter karakterinin uyarlaması Bianca'yı Monica Spear oynadı. İspanyol Telemundo kanalı tarafından yayımlanan dizi, özellikle ABD'de yaşayan Hispaniklerin ilgisini çekti.  Sabah

7 Eylül 2013 Cumartesi

Ailenin yanından ayrılıp kendine ait bir eve taşınmak, her türk gencinin en büyük hayallerinden biridir. Özellikle lise çağındayken annesi çalışmayanlarda ayrı eve çıkma isteği bir tutku halini almıştır, çünkü her türk ergeni amerikan pastası tarzında ottan boktan filmleri izleyerek büyümüştür.

Bu filmlerde her isteyenin annesi, babası evdeyken sevgilisini getirip rahat rahat seviştiğini, her akşam partilerde milletin; ağızlarına fıçılardan bira fışkırtıp,acayip seksi danslar edip sonra tavşanalar gibi seviştiğini görmüş ve kendi durumuna bakıp imkansızlıkları görüp iç çekmiştir. Bir kızı eve getirmek için ikna etmek, federeri çim kortta yenmek kadar zor iken, bide kızı eve getirmeyi annenin altın gününe gittiği bir ana denk getirmen lazım ki bu; tek yüzüğü, Mordor topraklarına ulaştırıp, Hüküm Dağı’nın alevlerinde yok etmekten daha zordur. Annenin gittiği günü öğrenirsin kız ikna olmaz, ‘bugün amcamalar geliyormuş babam erkenden evde ol dedi” der, gel bak ders çalışacağız havuz problemi anlatırsın bana diyerek, kızı ikna edersin tam ama bu sefer ev boş olmaz. beklersin boş günü, o gün gelir yarın bana geliyorsun demi dediğinde ”olmaz regly oldum ben her yerim ağrıyor” deyip seni mutsuzluk çukurunun dibine atar.

Yani azizim çok zordur çok , boş ev ve kızı bir araya getirmek işte bu zorlukları yaşayan bütün bünyeler, dört tane şehirdeki (ankara, izmir,istanbul,eskişehir) bir üniversiteyi kazanıp ayrı eve çıkma hayaliyle yanıp tutuşurlar çünkü hep akıllarında ”üniversitede kızlar teklif ediyormuş olum” kalıbı vardır ve zannederler ki bu şehirlere gelip bir öğrenci evi edinirlerse; bir gece güzel göğüslü, yuvarlak kalçalı sarışın aslı ile, bir gece mavi gözlü siyah saçlı deniz ile, bir gece esmer tenli, uzun bacaklı gizem ile sevişecek, hatta içinden derki ”azıcıkta şansımız yardım eder ise beyaz tenli kızıl saçlı 1.85 boyundaki afet burcuyla bile yatabiliriz”.

Lisede iken bu hayallerle yaşayan gençler üniversiteye gelince, ilk yıl yurtta kalırlar şehri tanımak ortamı falan tanımak için, ki bence de gereklidir yurtta kalmak, yurt hayatı da ayrı bir okuldur güzel dostluklar kurulur ama yurtta en fazla bir yıl kalınıp sonra eve çıkmak en makbulüdür. İşte buradan sonra konu ikiye ayrılıyor sevgili okuyucu, üniversitedeyken eve çıkanlar ve çıkamayanlar diye. Ve ben 1 yıl yurtta kaldıktan sonra eve çıkma hayalleri kurarken babam emekli olup, ailece benim yanıma taşındıkları için öğrenci evi hayallerim suya düştü, benim yaşadığım mutsuzluk yanında umut sarıkaya’nın mutsuzluk tanımları bok yemiş, o derce mutsuzdum okurken.

Ben üniversite hayatım boyunca ailemle yaşadığım için ayrı eve çıkma hayallerim devam ediyordu. Bu ayrı eve çıkma isteğinin çeşitli sebepleri var sevgili okur bunları şöyle sıralayabiliriz.

1) Artık belirli bir yaş gelip büyük şehirde olduğun için ve gerçek anlamda sevgililerin olduğu için, yukarıda bahsettiğim kızı zorla ikna edip eve getirme gibi çocukluklarla uğraşmazsın, zaten sevgilin de istiyordur sevişmeyi. amma ve lakin, ”bütün ankaralılar üniversiteyi ankara’da okur” kuralından dolayı kız arkadaşın da ailesi ile yaşıyordur (Ya da evet ben bir bahtsız bedeviyim) rahat sevişemezsin, hatta çok zordur sevişmek. Hep evi olan birilerine muhtaçsındır, hep şimdi annem gelecek, şimdi kaynanam gelecek stresi vardır, bazı zamanlar bu stres öyle büyür ki aletinin büyümesini engeller. Yani rahat rahat sevişeceğin günün hayallerini kurarsın, geceleri sabahlara kadar ”bir evim olsun artık ne olur” diye ağlarsın.

2) Çeşitli akrabalar gelir, anne kim geliyor diye sorduğunda sadece boş gözlerle baktığın cevabı alırsın: ”babanın amcasının oğlunun karısının kardeşinin dayısı gil geliyor” sen sadece ”hııımm” deyip dönersin odana. Ve gelirler konuşur da konuşurlar ”sen var ya küçücüktün gördüğümde ben seni, böyle cıbıl cıbıl geziyordun ortalıkta” tarzında kimseye faydası olmayan ama seni utandıran şekilde laflar ederler. En büyük hatayı yapıp yanlarına gitmezsen; ”geçen abuzer abinin yanına gittik, oğlu bi hoş geldin demedi üniversiteli olunca şımarmış bu çocuk” şeklinde arkadan konuşurlar.

3) Rahat sevişemezsin.

4) Gelip de kalanları vardır bide bu akrabaların,bunlar tuvaleti, banyoyu hep ihtiyacın olduğu anda işgal ederler, normalde sabah uyanıp donla işemeye gidip, sonra uykuna devam edersin ama her an karşına bir akraban çıkma riski olduğu için artık pijamanı giymelisindir ve pijamayı arayıp üstüne giyene kadar bütün uykun kaçar, kendine lanet edersin. Hadi uyudun tekrar diyelim ama ”misafirlikte fazla yatılmaz 8 da kalkılır en geç 9 da kahvaltı yapılır” kuralından dolayı bağıra çağıra kahvaltı yaparak senide uyutmazlar.

5) Rahat sevişemezsin.

6) Annen olur olmadık zamanda çamaşır makinesi, elektrikli süpürge,saç kurutma makinesi gibi, kafa siken makineleri çalıştırır sinir sistemini alt üst eder.

7) Rahat sevişemezsin.

8) Bazen yalnız kalmak istersin, hiç konuşmamak, sadece yatmak, susup oturmak istersin ama annen ve baban seni merak eder, soru sorar (haklı olarak seni düşündüğünden) sen ters bir cevap verirsin üzülürler, sonra sen onları üzdüğün için daha çok üzülürsün.

9) Rahat sevişemezsin.

10) Dostlarını istediğin zaman eve çağırıp içip, sıçıp, dağıtamazsın.

11) Rahat sevişemezsin.

12) Kaç yaşında olursan ol, kadın ol erkek ol ailenle aynı evde yaşıyorsan, 2 gece üst üstte dışarıda kaldığında ertesi gün sorular başlar, ‘yeter artık evin yolunu unuttun’ ‘bu gece de dışarıda yemeyeceksin değil mi’ gibi lafları yersin.

13) Rahat sevişemezsin.

14) Doğanın kanunu gereği en az 2 hafta da bir babanla, ortada fol yok yumurta yokken kavga edersin.

15) Rahat sevişemezsin.

16) Müziğin sesini istediğin gibi açamazsın hep bir rahatsız olan bulunur.

17) rahat sevişemezsin.

Evet burada yazılanlardan da anlaşıldığı gibi, sadece istediğim zaman sevişmek için ayrı bir eve çıkmak istiyorum sevgili okur, ama az kaldı az bir gün benim de kendi evim olacak, hatta o zaman yüksek lisansa başlayacağım, hem memur hem de öğrenci evi olacak.

29 Ağustos 2013 Perşembe

 Eline palayı alıp sağa sola saldırmanın bi cezası yokmuş demek ki!

Gezi Parkı eylemlerinde elindeki palayla iki kişiyi yaralayan Sabri Çelebi, Sabiha Gökçen Havalimanı'nda gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Sabri Çelebi serbest bırakıldı.

Gezi Parkı olayları sırasında Taksim'de izinsiz gösteri yapan gruptakilere palayla saldırdığı iddia edilen Sabri Çelebi, savunması alındıktan sonra serbest bırakıldı.

HAVAALANINDA GÖZALTINA ALINDI

Gezi Parkı eylemleri sırasında elindeki "Zırh" tabir edilen bıçakla göstericilere saldırarak kendisine engel olmaya çalışan bir emniyet müdürünü ile bir göstericiyi yaralayan Sabri Çelebi, Sabiha Gökçen Havalimanı'nda gözaltına alındı.

GECEYİ CİNAYET BÜRO'DA GEÇİRDİ

Sabiha Gökçen havalimanında Fas’tan gelen bir uçaktan indiği öğrenilen Sabri Çelebi, kontrol noktasında bulunan polisler tarafından hakkındaki yakalama kararı gereği gözaltına alındı. Havalimanında işlemleri tamamlandıktan sonra Asayiş Şube Müdürlüğüne getirilen Sabri Çelebi, geceyi Cinayet Büro Amirliğinde geçirdi. Polisteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi.

10 Ağustos 2013 Cumartesi

Sevişmeye hazırlanırken sakin olmak, kendinizle ve eşinizle barışık olmak çok önemlidir. Sevişmek; iki insanın mücadelesi ya da güç gösterisi değil, birlikte yaşadıkları özel anlardır. Cinsel ilişkiden önce tüm kızgınlıklarınızı unutun. Sakinleşin. Siz rahatlarsanız eşiniz de rahatlayacaktır.

Ön sevişme, siz birbirinize dokunmadan önce başlar. Tatlı konuşmalar, yumuşak yastıklar, dinlendirici bir müzik her ikinizin de enerjisini artırır. Yemek yedikten sonra sevişmeyin. Vücut enerjisinin başka bir rakibi olmamalı.

Sevişmeden yarım saat önde tuvalet ihtiyaçlarınızı giderin. Dolu idrar torbasıyla cinsel ilişkiye girmek sıkıntı vericidir. Aşırı soğuk ya da aşırı sıcak havalarda sevişmek elektromanyetik alanda dengesizliğe yol açabilir. Sevişmeden önce ve sonra çok çalışmayın. Kaslar gevşediğinden enerji toparlamak zorlaşır.

Hareketleri planlamaktan kaçının. Sürpriz ve doğaçlama olmasına fırsat verin. Eşinizden utanmayın; istediklerinizi ona söyleyin: orgazm olmamışsanız bile! Arkadaşlarınıza ya da kendi kendinize cinsel hayatınızın renksizliğiyle ilgili şikâyet etmek yerine durumun muhatabı yani eşinizle kibar bir şekilde, onu incitmeden konuşun. Emin olun ilk duyduğunda bozulsa bile sonraki günlerde en iyisini yapmak için çaba gösterecektir.
Eşinizde ya da sizde cinsel soğukluk, orgazm olamama, iktidarsızlık, erken boşalma gibi seks kalitesini düşüren durumlar varsa; uzmandan yardım almaktan ya da seks oyuncakları, ürünleri satan mağazalardan alışveriş yapmaktan çekinmeyin.

Sevişmeden önce soğuk içeceklerden, dondurmadan ya da buzdan kaçının. Sevişmeye başlamadan önce sizi tedirgin eden istenmeyen tüyler, ter kokusu gibi faktörleri ortadan kaldırın aynı şekilde eşinizin de bunu yapmasını isteyin. Sevişme öncesinde güzel bir banyo yapmak ikinizin de rahatlamasını sağlar ve ödülünüz muhteşem bir sevişme olur!

7 Adımda Daha İyi Seks!                                                                                                                                                                                                                                                                                Huffington Post araştırmalarına göre kadın ve erkeğin belirli noktalara dikkat ederek daha iyi bir seks hayatına sahip olması mümkün… Sevişmek; psikolojinizi iyileştirir, pozitif bakmanızı sağlar, öz güveninizi artırır ve daha fazlasını!

Daha iyi seks önerilerini okuyun, kendinizi ve eşinizi değerlendirin; önerileri hayatınıza yansıtın. Ateşinizi yükseltmek, daha iyi cinsel hayata sahip olmak küçük ve etkili değişimlerle mümkün oluyor!

Kendi bedeninizle iletişime geçin ve nelerin iyi, nelerin kötü hissettirdiğini anlayın. Kendinizi, vücut şeklinizle ilgili yargılamaktan vazgeçin. Ne kadar kalın baldırlarınız ya da her an şişmeye hazır göbeğinizi kabullenin. Eğer birileri fiziksel durumumuzla ilgili kötü hissettirir.
Kadınlar genel karakter yapısı olarak pes etmeye daha yatkındır. Özellikle konu seks olunca kadınlar erkeklere nazaran daha çabuk vazgeçiyor. Sizi nelerin hayal kırıklığına uğrattığını bulun ve üzerine gidin.

Yatakta nelerden hoşlandığınızı söyleyecek kadar yakınlık duymadığınız bir partnerle aynı yatağı paylaşmamalısınız. İyi bir seks güvende ve huzurlu hissettiğimizde yaşanır. Eğer partnerimize hoşlanmadığımız şeyleri söyleyemiyorsak seks ortalamanın ötesine geçemez. Ayrıca partnerinizin “beyninizi okumasını” beklemek ona da haksızlık olabilir.

Erkekler özellikle cinsellik konusunda kontrol edilmek ya da cezalandırılmak istemiyor. Kendilerini küçük çocuklar gibi hissetmek istemiyorlar. Sinirli ya da incinmişseniz duygularınızı bir yetişkin gibi ifade edin.
Moraliniz bozuk olduğu için seks yapamayacağınızı bile söyleyebilirsiniz. Yapılmaması gereken şey ise seks hayatı üzerinde söz sahibi tek tarafmış gibi davranmak. Seksi bir ödül olarak sunmanın yanlış tarafı ise kendinizi bir anlamda seks objesine dönüştürmüş olursunuz.

Köpeğinizi ya da kedinizi çok seviyor olsanız da yatak odanıza girmemeli, sizinle uyumamalı. Burası özel bir alan olmalı ve evcil hayvanlar yer almamalı. Ayrıca, evcil hayvanlar bu anlamda çok kıskanç olur ve kendileriyle oyun oynanmasını ister. İlgi çekmek için garip hareketler yaparlar ve dikkatinizi dağıtırlar.

Seks iletişim ve samimiyetle alakalı ama eğlenceli de olmalıdır. İnsanın aklını başından da alabilir, bazen bir şeyler yanlış da gidebilir.
Bu tür durumlarda kompleks yapmamak veya karşı tarafın üstüne gitmek yerine gülmek, seksi bir baskı unsuru olmaktan çıkaracaktır.

Partnerinize taparcasına aşık olabilirsiniz ama bu konuda aşırı ciddiyet baskıyı artırır ve seksi bir stres unsuru haline getirebilir.

En iyi seks karşı tarafı da memnun etmeye çalışan partnerle yaşanır. Sekste paylaşım onu güzel yapan noktadır. Teknik olarak harika olan bir ilişki eğer duygular içinde olmazsa da son derece tatsız olabilir.

http://orkidemce.net

5 Ağustos 2013 Pazartesi



7 ay önce beş yıllık eşi Engin Akgün’den boşanan oyuncu Ceyda Düvenci, Bodrum’da yeni sevgilisi balet Can Tunalı ile objektiflere yakalandı..

Çift, plajda kol kola yürüdükleri sırada birbirlerine tutku dolu hareketlerde bulundu.

24 Mayıs 2013 Cuma




Lucas Foglia, dünyanın en gelişmiş ülkelerinden ABD’de medeniyete sırt çevirmiş insanları görüntüledi.


Bu toplulukların mensupları şehirlerden bağımsız topraklarda, evlerini tamamen doğal ve yerel malzemelerden inşaa etti.

 Sularını yörenin su kaynaklarından alarak, yiyeceklerini doğadan toplayarak ve avlanarak yaşıyorlar.Ateşlerini taşları birbirine sürterek yakıyorlar, hayvan derilerden kıyafet yapıyorlar ve bitkilerden ilaç üretiyorlar.

22 Nisan 2013 Pazartesi



Eski cumhuriyet savcısının kızı Seçil Büyük’e boşanma davası açtı. Yılmaz: Polis sürekli kapıma geliyor. 6 aydır duruşma günü bile alamadım.

Makine mühendisi Turgut Yılmaz 2011 yılında kendisi gibi mühendis olan Seçil Büyük ile 26 kasım 2011’de evlendi. Turgut Yılmaz’ın babası, gelini ve oğluna oturmaları için arka sokaklarından bir daire aldı. İkilinin mutlulukları 9 ay sonra şiddetli geçimsizlik nedeniyle bozuldu. Turgut Yılmaz, eşine Bakırköy Aile Mahkemesi’nde boşanma davası açtı. Ancak mahkeme Yılmaz çiftinin boşanması için 6 aydır duruşma tarihi belirleyemedi.

Kendisine yediremedi

Kayınpederinin Bakırköy eski savcılarından olduğunu söyleyen Turgut , bu yüzden kendisiyle uğraşıldığını öne sürerek “ Eşim ailemle anlaşamayınca boşanma davası açmak zorunda kaldım. Ancak ne olduysa bundan sonra oldu. Eşimin babası devreye girip benimle uğraşmaya başladı. Kızına boşanma davası açmamı kendisine yediremedi.

6 ay uzaklaştırma

Eşime hiçbir fiziki yada psikolojik baskım olmamasına rağmen mahkeme kararıyla babamın sahibi olduğu evden 6 ay boyunca uzaklaştırma kararı aldırdılar. Hiçbir şekilde eve gitmememe rağmen polis sürekli ‘uzaklaştırma kararına’ uymadığım gerekçesiyle evime gelmeye başladı. Hayatım karakolda geçmeye başladı. Hakkımda sürekli şikayette bulunuyorlar. Poliste kayınpederim savcı olduğu için beni rahatsız ediyor. Sürekli ailemin oturduğu eve gidip ailemi de rahatsız ediyorlar. Eşim arkadaşlarıma ‘Biz bu işleri Turgut’tan daha iyi biliriz. Bu işler öyle kolayca bitmez. Elimizden çekeceği var’ demiş. 6 ay olmasına rağmen hala açtığım davaya gün verilmedi. Ben bitirmek istedikçe onlar benimle uğraşıyor” dedi.

17 Nisan 2013 Çarşamba









En yaratıcı tuvalet kapıları

Kafe Restorant tarzı umuma açık yerlerde tuvalet kapılarının üstünde bay ve bayan tuvaletlerini ayırmak için bazı sembolik şablonlar konulur.Bunlar oldukca ilginç şekillerde yapılmışlardır:)

11 Nisan 2013 Perşembe



İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesi'ndeki bir işhanının merdivenlerinde yatan sarışın bir kadın, dayak yediğini söyleyerek yardım istedi. Bunun üzerine bazı vatandaşlar genç kadını önce sokağa çıkarttı, ardından binanın giriş kapısını kapattı. Bu sırada üst katlardan inen bir kişi, 'Açın kapıyı' diye bağırmaya başladı. Ancak vatandaşlar polise haber verip, içerideki kişinin dışarı çıkmasını engelledi.

POLİSE DİRENDİ

Olay yerine gelen polis içerideki kişinin, 2011 yılında katıldığı Survivor Yarışması'nda hiperaktif tavırları ve kavgalarıyla dikkat çeken Taner Tolga Tarlacı olduğunu gördü. Üzerinde şort bulunan yarı çıplak haldeki Tarlacı, polislere kadını dövmediğini, asıl kendisinin şikayetçi olduğunu söyledi. Gözaltına alınmak istenilen Tarlacı, polislerle tartışarak bu duruma direndi. Polis, Tarlacı'yı zorla polis aracına bindirdi. Bu sırada göz çevrelerinde morluklar olduğu görülen ve adı öğrenilmeyen kadın da, emniyete götürüldü.


Uzmanlar kararında içilen şarabın kanserli hastaların ömrünü uzattığını belirtti. Şarabın aynı zamanda kalp krizinden ölme riskini yüzde 15 azalttığına dikkat çeken bilim insanları, aynı etkiyi bira ve diğer alkollü içeceklerin yapmadığını ifade etti.

ABD'li bilim insanlarının yaptığı araştırmaya göre meme kanseri olan kadınların günde bir bardak şarap içmesi halinde yaşama şansları artar. Sadece bununla da kalmıyor. Şarabın kalp krizinden ölme riskini de azalttığı ifade edildi.

ABD'li uzmanlar meme kanseri olan kadınların güvenli şekilde içki içip içemeyecekleri hakkındaki ikilemine son verdi. Daha önceki bir araştırmada İngiltere'deki 300 bin kanserli hastanın 13 bininin alkolden kaynaklandığı ifade edilmişti. Bu vakalar arasında meme, ağız, yemek borusu ve bağırsak kanserleri var. Yine bu araştırmaya göre meme kanserinin beşte biri alkolden kaynaklanıyor.
Çalışmada günde iki kadeh şarap içen kadınlarda meme kanseri gelişme riskinin beşte bir olduğu ifade edildi.

İçki içmenin kansere nasıl etki yaptığı tam olarak bilinmese de vücuttaki cinsiyet hormonu östrojeni yükseltmesi yoluyla artırdığı tahmin ediliyor.

Ancak bu yeni çalışma tanı konulmadan önce ve sonra kararında içilirse kanserden ölme riskine etki yapmadığını ileri sürüyor. Araştırmaya göre bu 'karar' haftada üç veya dört bardak. Bu şekilde içenlerin kalp damar hastalıklarından ölme riski ise yüzde 15 azalıyor.

Uzmanlara göre bira ve diğer alkollü içecekler aynı faydayı sağlamıyor. Aksine çok fazla alkol tüketen kanserli hastaların yaşama şansı azalıyor.

Journal of Clinical Oncology dergisinde yayımlanan araştırma, Seattle, Fred Hutchinson Kanser Araştırma Merkezi'nin Kanser Önleme Programı'nda çalışan Polly Newcomb'ın öncülüğünde yapıldı.

Dr. Newcomb kanser teşhisi konulmuş bir kadının alkol geçmişinin yaşam süresini etkilemeyeceğini söyledi. Buna ek olarak tanıdan sonra hafif şekilde şarap tüketirse yaşam süresini uzatabileceğini öne sürdü.

Çalışma 23 bin kadının verileri taranarak yapıldı.

Dünya Kanser Araştırmaları Fonu kanserli hastalarda alkollü içecekleri sınırladı. Fonun önerisine göre erkekler günde iki kadeh kadınlar bir kadeh içebilir.

Kaynak : http://www.gazeteport.com.tr/

10 Nisan 2013 Çarşamba



Yeni bir reklam için anlaşma imzalayan Ünlü sanatçı Gülben Ergen'in alacağı ücret dudak uçuklattı.

Gülben Ergen 12 yıl aradan sonra yeniden oynadığı reklamlardan 650 bin TL aldı!

Son yaptığı bir röportajda “Artık eskisi gibi büyük paralar kazanmıyorum. Çünkü önceliğimi 3 çocuğuma veriyorum” diyen Gülben Ergen’e bu para ilaç gibi geldi.

Gülben Ergen; oğulları Atlas, Güney ve Ares’e vakit ayırmayı tercih ettiği için dizi tekliflerini de geri çeviriyor.


Ünlü dizi oyuncusu Ceyda Düvenci barış süreci hakkında bakın neler söyledi..
BURSA’da, bir söyleşiye katılan sinema ve dizi oyuncusu Ceyda Düvenci, herkesin barışı savunması gerektiğini belirterek, "Bütün anneler gibi bir an önce savaşın ve çatışmanın bitmesini istiyorum. Bunu istediğim için barışı getirmeye dönük girişimleri, kimden gelirse gelsin, destekliyorum ve inşallah başarılı olurlar diyorum" diye konuştu. Düvenci, ’akil insanlar’ dendiğinde akla Silivri’de yatanlar gelse herşeyin daha kolay olacağını öne sürerek, "Akil insanları arıyorsak, bana göre asıl akil insanlar oradalar" dedi.


Uludağ Üniversitesi, Bursa merkez Nilüfer Belediyesi ve Bursa Gazeteciler Cemiyeti’nin (BGC) düzenlediği, ’Aydınlarla Yüz Yüze’ söyleşilerinin konuğu olan Bursalı sinema ve dizi oyuncusu Ceyda Düvenci, ’Hayata Dair Her Şey’ konulu söyleşide yaşadığı zorlukları ve görüşlerini açıkladı. Moderatörlüğünü BGC Başkanı Nuri Kolaylı’nın yaptığı söyleşide konuşan Ceyda Düvenci, Türkiye’yi yönetenlerin Türkiye’nin demokratik bir hukuk devleti olduğunu akıldan çıkarmamaları gerektiğini söyledi. Düvenci şöyle konuştu:

"Açık konuşmak gerekirse: Zor günlerden geçiyoruz. Hepimiz için geçerli bu. Gerek ülke, gerekse birey olarak, öyle görünüyor ki daha da zor günler var önümüzde. Fikirlerin özgürce savunulduğu, basının özgür bir ortamda ve hiçbir müdahale ile karşılaşmadan görevini yaptığı günlerin bir an önce geri gelmesini istiyorum. Aydın düşüncenin kısıtlanması, özgürlüklerin baskı altına alınması çok yanlış bana göre. Sizler için de öyle olması lazım. Bunlar hiç kimse için doğru değil. Yaşadığımız çağ için, özgürlükler çağı deniliyor. Buna karşı gelmek kimseye yarar getirmez. Bunun farkında olmamız lazım. Silivri’de insanlar düşünceleri nedeniyle yatıyor. Akil insanları arıyorsak, bana göre asıl akil insanlar oradalar. Gazeteciler, aydınlar, üniversite hocaları var aralarında. Daha ne kadar yatacakları da belli değil. Akil insanlar denildiğinde aklımıza onlar gelseydi belki her şey daha kolay, daha güzel olurdu" dedi.

"ELİMİZDE BAVULLA BURSA’YA GELİŞİMİZİ HATIRLIYORUM"

Düvenci, motivasyonunu yaşadığı acılardan aldığını kaydederek, "1,5 yaşındayken annemle geçirdiğim kaza, annemin görme yetisini o kazada kaybetmesi. Babamın, her şeyimizi kaybederek iflas etmesi. Elimizde bir tane bavulla Bursa’ya gelişimiz. Lise ikinci sınıftayken bir hamburgercide çalışmaya başlamam. Sonra kocaman bir insan olduğumda da çocuğumun hastalığı. Onun daha 1.5 yaşındayken önemli bir rahatsızlığı olduğunu öğrenmem. İşte bunlar gibi birçok acı yaşantı, birçok üzüntü verici olay geçti hayatımdan. Bunlardan dolayı çok ağladım ve çok mutsuz oldum. Ama beni acılarım var etti. Gücümü bu acılardan aldım ben. Motivasyonumu da tevekkülümden, inançlarımdan, Allah’a inancımdan, acılarımla kendi kendime başa çıkmam gerektiğini kabul etmemden alıyorum" diye konuştu.

’BÜTÜN ANNELER GİBİ ÇATIŞMANIN BİTMESİNİ İSTİYORUM’

’Çözüm süreci’ ile ilgili görüşleri de sorulan Düvenci, barıştan yana olduğunu belirterek şöyle konuştu:

"Bir sanatçının barıştan yana olmasını yadırgamamak lazım. Bütün sanatçıların, yalnız sanatçıların da değil, hepimizin barışı savunmamız, savaşlara karşı çıkmamız lazım. Ben, barışın bir an önce olmasını istiyorum. Evlatlar ölüyor, anne ve babaların yüreği yanıyor. Onlarla birlikte hepimizin de yüreği yanıyor. Her ocağa ateş düştüğünde bizim de ocağımıza ateş düşüyor. Bütün anneler gibi bir an önce savaşın ve çatışmanın bitmesini istiyorum. Bunu istediğim için barışı getirmeye dönük girişimleri, kimden gelirse gelsin, destekliyorum ve inşallah başarılı olurlar diyorum. "

Bir dinleyici tarafından süreçte etkin rol oynamaları beklenen ’Akil insanlar’ konusunda ne düşündüğü sorulan oyuncu, "Akil insanlar meselesini ne siz sorun ne ben söyleyeyim" diye cevap verdi.

Düşünceleri ifade etmekten korkar hale gelindiğini de söyleyen Düvenci, "Çok kırmızı çizgiler, çok kırmızı hatlar oldu maalesef. Bu yüzden korkar olduk, düşüncelerimizi ifade etmekten. Bir köşe yazısını okuduğumda, beni heyecanlandırıyorsa, inşallah tutuklanmaz bunları yazan, diyorum. Yüksek sesle ifade edilmiş görüşleri okuduğumda 'Eyvah’ diyorum. İnşallah yarın başına bir iş gelmez, diyorum" diye konuştu.

9 Nisan 2013 Salı


2 Nisan 2013 Salı



Su Gibi'de sonunda bu da oldu. Canlı yayında nişanlanacak olan damat adayının kız arkadaşları telefonla yayına bağlanınca olanlar oldu..

 Songül Karlı ve Uğur Arslan sunduğu evlilik programı Su Gibi'nin bugünkü bölümünde bir şok yaşandı.

Canlı yayında nişanlanacak olan Narin ve Murat çifti evliliğe ilk adımı atarken büyük şok yaşadı.

Çift nişanlanmak üzereyken yayına gelen bir telefon herkesi şaşkına çevirdi. Murat Bey'in kız arkadaşı olduğunu söyleyen Neşe Hanım, 'Murat bir hafta önce benden ayrıldı. Benim gururumla oynandı ' diye isyan etti. 'Murat benimle evlenmek istiyordu ' diyen Neşe Hanım, Narin Hanım'a, 'Oyuna gelemeyin ' diye uyarıda bulundu. Neşe Hanım, 'Murat Narin'den ayrılıp bana döneceğini söyledi ' dedi.

Bunun üzerine Songül Karlı, damat adayı ile tartıştı.

Uğur Arslan ise, 'Şu şartlarda biz bu nişanı yapamayız ' diye konuştu.

BİR BAŞKA KIZ ARKADAŞI 'HAMİLEYİM' DEDİ

Neşe Hanım'ın hemen ardından Murat Bey'in kız arkadaşı olduğunu söyleyen bir başka kişi daha yayına bağlandı. Murat Bey ile 1 buçuk yıl birlikte olduğunu söyleyen Gülnaz Hanım ise, Murat Bey'den 6 aylık hamile olduğunu ileri sürdü. Gülnaz Hanım 'Murat hamile olduğum halde bana sahip çıkmadı ' dedi. Murat Bey ise, Gülnaz Hanım'ı tanımadığını iddia etti.

Yayına telefonla bağlanan Murat Bey'in ağabeyi de kardeşine iftira attıklarını savundu.

milliyet

30 Mart 2013 Cumartesi


İzdivaç'ta Şok Soru Kuşuma bakar mısın?