akp etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
akp etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ekim 2014 Pazartesi

AKP Genel Başkan Başdanışmanı Hüseyin Çelik iddialar üzerine, “O milletvekili ben değilim” açıklaması yaptı.

Çelik, Twitter üzerinden takipçilerine, “Bugün, adı aydınlık ama muhtevası karanlık bir gazete, şahsımla ilgili bazı yalan ve hezeyan dolu iddialarda bulunmuştur. Gazete, benim ‘Kendi Partisini BBC üzerinden topa tutan’ Ak Partili olabileceğimi ima ettikten sonra birkaç gün önceki gibi yine saçmalamış. Öncelikle kendi partim ve tanıyanlar bilirler ki, ben söyleyeceklerini isim vermeden, gizli saklı söyleyen namertlerden olmadım, olamam. BBC ile, içeriği bir tarafa, konuşmuşluğum bile söz konusu değil. Dolayısıyla gazetenin hakkımdaki iddiaları yalan ve hezeyandan ibarettir” diye mesaj attı.

AKP'li vekilden Erdoğan'a şok sözlerAKP’li vekilden Erdoğan’a şok sözler
Haymana’da yeni taşındığı çiftliğinde ve Genel Merkez’deki odasında güneydoğulularla muhalefet örgütlediği yönündeki daha önceki haberin de doğru olmadığını kaydeden Çelik ayrıca, “AK Parti’nin içine fitne sokma çabalarından biri olan bu ve benzeri haberleri yapanlar bilsinler ki, biz o zevki onlara tattırmayacağız” dedi.

2 Eylül 2014 Salı

Habertürk Koordinatörü Erhan Çelik, arkadaşına hava atmak için Başbakan Ahmet Davutoplu'yla telefon görüşmesi yaptığı iddialarına Twitter'dan ateş püskürdü.


Erhan Çelik telefon skandalı haberine Twitter'dan yanıt verdi. Çelik'in bir arkadaşına 'hava atmak' için, elindekini telefonu Ahmet Davutoğlu'na verdiği yazılmıştı.

Gazeticeler.com sitesinde Adnan Berk Okan imzalı çıkan haberde "Erhan Çelik'in, gazetecilerle sohbet eden Başbakan Ahmet Davutoğlu'na cep telefonunu uzatıp biriyle konuşturmak istediği, Ahmet Davutoğlu'nun telefonu almak istemediği ve kaş göz işaretleri ile 'kim o diye' sorduğu ancak Erhan Çelik'in ısrarla 'sizi tebrik edecek' diyerek telefonu Davutoğlu'nun eline verdiği ileri sürüldü.

TELEFONDAKİ DE BİLMİYORDU İDDİASI

Habere konu olan iddia şöyle:

"Nezaketini bozmayan Ahmet Davutoğlu telefonu alıp konuştuğunda yanındaki gazeteciler şaşkın bakışlarla izlemeye başladılar. Zira telefondaki kişi kiminle konuştuğunu dahi bilmiyordu. Karşısındaki kişi 'kim olduğunu' sormuş olacak ki Davutoğlu'nun şöyle dediği duyuldu;

-"Evet ben Ahmet Davutoğlu’yum, resepsiyondayım”.

Telefonun diğer ucundaki kişi Davutoğlu olduğuna inanmayınca konuşma kısa sürdü. Ahmet Davutoğlu buz kesmiş bir halde telefonu Erhan Çelik'e iade etti. Şaşkınlığını da paylaşan Ahmet Davutoğlu, "Kim olduğunu anlayamadım, ben Suat filan dedi" diyerek durumu anlamaya çalıştı.

TELEFONDAKİ KONUŞAN KİŞİ ŞAKA SANMIŞ

İddiaya göre Erhan Çelik, arkadaşına hava atmak için Ahmet Davutoğlu'nu telefonla konuşturdu. Hattın diğer ucundaki arkadaşının ise Habertürk'te çalışan başarılı gazetecilerden biri olduğu ortaya çıktı. Söylenenlere göre bu kişi 'Konuştuğu kişinin Ahmet Davutoğlu olduğuna inanmamış' ve bunun bir şaka olduğunu sanmış.

ERHAN ÇELİK'TEN JET HIZIYLA YANIT

Erhan Çelik, bugün twitter hsabından yaptığı açıklamada, iddiaları yalanlayarak, o akşam yaşananları açıkladı.

Çelik iddia edilenin aksine telefonu Davutoğlu'na kendisinin uzatmadığını belirterek, "Sayın Başbakan'ın köşk resepsiyonundaki açıklamalarını canlı olarak telefonla editör masasına verirken gülerek 'Beni mi arıyorlar?' diyerek telefonumu alıp konuşmasını benim emrivakim gibi yazmak kelimenin en hafif deyimiyle haysiyet noksanlığı. Meslektaşlarım Serpil Çevikcan Nilgün Balkaç ve @handefrt ın önünde gerçekleşen durumun gerçeğinin bilinmesini istedim. İftira sahibi önce Allah'a sonra yargıya havale." ifadesini kullandı.

29 Ağustos 2014 Cuma

'Eşek sıpası' AKP'li vekili çok kızdırdı

AK Parti Milletvekili Mustafa Şahin 'satın eşşek sıpaları' türküsünü söyleyen Kutsal Evcimen ve Sinan Güngör hakkında inanılmaz açıklamalar yaptı

AKP Malatya Milletvekili Mustafa Şahin, CHP’li Arguvan Belediyesi tarafından organize edilen 11. Uluslararası Arguvan Türkü Festivali’nde sahneye çıkan Kutsal Evcimen ve Sinan Güngör’ün birlikte söylediği Âşık Kul Fakir’e (Rıza Karahan) ait “Satın Eşşek Sıpaları” türküsü üzerine AKP’ye yakın basın yayın organlarında “sanatçı müsveddesi, soytarı, yoncası fazla kaçmış hayvan” gibi açıklamalar yaptı.

Yaşananları gazetemize değerlendiren sanatçı Kutsal Evcimen, Satın Eşşek Sıpaları adlı bu türkünün 25-30 yıllık geçmişinin olduğunu anımsatarak “Taksim Gezi Parkı ve ülkenin yaşadığı sorunlara ışık tutabilmesi amacıyla seçtik” dedi. Ülkede yaşanılan olayları yansıtması bakımından sanatçı duruşu gösteriyoruz, Şahin’e dava açmaya hazırlanıyoruz.Bu ülkenin çocukları, Berkin, Ali İsmail, Mehmet Ayvalıtaş ölüyorsa, Gezi Parkı’nda çok sayıda insan çıkan olaylarda yaralandıysa, halen ülkede çok sayıda insan sıkıntı yaşıyorsa bu tür türküler de maalesef tam yerini bulmuş oluyor” diye konuştu.



AKP'nin yeni Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun 62. hükümeti kurma görevi alması sonrası bugün de yeni Bakanlar kurulunun açıklanması bekleniyor.


 Davutoğlu yeni kabinesinde önemli değişikliklere yer verecek. Yeni Bakanlar AK Partide ''Değişim'' olarak nitelense de bir tasfiyenin de habercisi olacak.

Yeni kabinede özellikle 3 döneme takılan bazı isimlerin bakanlık görevinden alınacağı ve yerlerine Bülent Arınç'ın ''Yeni yetmeler'' olarak nitelediği bazı milletvekillerinin atanacağı belirtiliyor. Arınç'ın da Başbakan yardımcılığı görevinden alınıp yerine Ankara milletvekili Yalçın Akdoğan'ın getirileceği vurgulanıyor.

4 KURUCUNUN YOLLARI...
Böyle bir değişiklik AK Partiyi kuran 4 isimden biri olan Bülent Arınç'ın da önemli güç kaybetmesine neden olacak. Arınç üç döneme takıldığı için 2015 de milletvekili adayı da olamayacak. AK Partiyi kuran 4 isimden Abdullah Gül, 7 yıllık Cumhurbaşkanlığının ardından en azından 2015 seçimine kadar köşesine çekilecek. AKP, kongresini 27 Ağustos'a alarak 28 Ağustos'ta görev süresi dolan Gül'ün partiye dönüp Genel Başkan adayı olmasını engellemişti.
4 isim arasında yer alan eski Başbakan yardımcısı ve Maliye Bakanı Abdüllatif Şener partiden tamamen koparken, Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak Çankaya'ya çıktı. Böylelikle Gül-Erdoğan-Şener ve Arınç dörtlüsünün siyasetteki yolları ayrıldı. Arınç'ın bakanlık görevinden alınması zincirin bir halkasını daha koparacak.

70 İSİM DE SIRADA
AKP'de aralarında bakanların da bulunduğu 70 isim de 2015 seçimleri öncesi aktif siyasete veda edecek ve en az 4 yıl süreyle parlamentodan uzak kalacak. Bu kapsama çok sayıda bakan ve parti yöneticisi giriyor. ''Tasfiye'' olarak nitelenen ve 2015'de aktif siyasetten kopacak AKP'li isimler şöyle:

KABİNE: Bülent Arınç, Beşir Atalay, Bekir Bozdağ, Ali Babacan, Ömer Çelik, Mehdi Eker, Faruk Çelik, Mevlut Çavuşoğlu, Hayati Yazıcı, Taner Yıldız.
PARTİ YÖNETİMİ: Abdülkadir Aksu, Hüseyin Çelik, Salih Kapusuz, Bülent Gedikli, Reha Denemeç, Nükhet Hotar, Haluk İpek.

MİLLETVEKİLLERİ: Cemil Çiçek, Sadullah Ergin, Nihat Ergün, Binali Yıldırım, Egemen Bağış, Suat Kılıç, Hüseyin Tanrıverdi, Edip Uğur, Fatma Şahin, Nurettin Canikli, Mustafa Elitaş, Burhan Kuzu, Nimet Baş, Recep Akdağ, Necati Çetinkaya, Sadık Yakut, Vecdi Gönül, Nafiz Özak, Mehmet Ali Şahin, Sefer Üstün, Cevdet Erdöl, Mustafa Ataş, Halide İncekara, Sait Açba, Ruhi Açıkgöz, Rıza Alaboyun,  Fahrettin Poyraz, Vahit Kiler, Bayram Özçelik, Ali Küçükaydın, Mehmet Daniş, Ünal Kaçır, Enver Yılmaz, Nevzat Pakdil, Hakkı Köylü, Muzaffer Baştopçu, Fehmi Kinay, Mehmet Katsal, Nusret Bayraktar, Şaban Dişli, Yılmaz Demir, Mustafa Demir, Ahmet Yeni, Afif Demirkan, Yahya Akman, Şükrü Ayala, Zeyit Aslan, Köksal Toptan, Ziyaettin Akbulut, Mehmet Sarı, Kerim Özkul, Harun Tüfekçi, Hasan Ali Çelik, Murat Yıldırım.

29 Mart 2014 Cumartesi

Erdoğan Sarıyer'de düzenlenen mitingde şunları söyledi:

"Sarıyer'de de kentsel dönüşüm ve değişimle, Sarıyer'i beraber inşa edeceğiz. Bütün bunları el ele vermek sureti ile başarırız. Arkanızda bir merkezi yönetim, bir büyükşehir olmadıktan sonra başarılı olmak mümkün mü? Biz birçok yerde kentsel değişim, dönüşüm yapıyoruz ve oralarda vatandaş, 'ne olur bir an önce bizde de kentsel değişim, dönüşüm yapın' diyor. Çünkü modern şehirciliği onlarda yaşamak istiyorlar. Şu anda Beyoğlu'nda bu yaşanıyor. Yakışmıyor artık bu gecekondular. Ben kalkıp da CHP 'nin genel başkanı gibi yalan mı söyleyeyim?"


‘BAŞLARINDAKİ NE Kİ ALTLARINDA Kİ O OLSUN’
"Belediyecilik olarak CHP'nin şu anda aylık gelirinin sadece belediye çalışanlarına bile yetiştirmesi bile mümkün değil. Onun için bunların hizmet vermesi mümkün değil. Zaten bunların hizmet vermek gibi bir derdi de yok. Bunların bütün işi yalan, bunların bütün işi talan, iftira... Bunlar sadece rüşvet, bunlarla ayakta kaldılar. Başlarındaki ne ki altlarında ki o olsun."


‘KİLON NE Kİ ORAYA STAT YAPACAKSIN’
"O da ayrı bir cins. Arena'yı, Galatasaray Stadını 'ben yaptım' diyor. Yahu dürüst ol, bir defa o stadı yaptıran benim. Senle yakından uzaktan alakası yok. Arazisinden tut, yapımına varıncaya kadar... Ve oraya harcadığımız para 400 milyonu aştı. TOKİ olarak yaptırdık, Galatasaray'a teslim ettik. Kalktı bununla yine hava atmaya kalktı. İnsan utanır ama bunlarda ar yok. Bunlarda utanma yok. Senin bir defa kilon ne ki oraya stat yapacaksın?"

"Bunlarda seçimi kaybeden CHP'ye genel başkan oluyor. Kılıçdaroğlu İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu. Nüfusunu Kağıthane'ye getirdi. Sordular, 'nerede oturuyorsunuz?', 'Kağıttepe'de' dedi. Onunla da kalamadı, seçmen kartını da kaybetmiş, kendine oy da kullanamadı. İnanın buna 3 tane koyun teslim et, kaybeder gelir."


‘UTANMADAN ALEVİ, SÜNNİ AYRIMI YAPIYOR’
"Şimdi bakıyorum başı açıkla, başı örtülü kardeşlerim yan yana, normalleşme bu. Benim ülkemde ayırım yaptılar, başı örtülü ile başın açık kardeşimi birbirinden ayırdılar. Oda benim kardeşim, oda benim kardeşim. Çıkmış utanmadan Alevi, Sünni ayrımı yapıyor. Niye yapıyorsun? Sen kendin Alevi olabilirsin, bende Sünni olabilirim ama biz bu ülkenin vatandaşlarıyız. Niye bu ayrımı yapıyorsun?"


‘CHP'YE BAKIYORSUN KUMSALLARIN PARTİSİ’
"BDP'ye bakıyorsun siyasi Kürtçülük yapıyor, MHP 'ye bakıyorsun siyasi Türkçülük yapıyor, CHP'ye bakıyorsun kumsalların partisi. Hadi güle güle git kumsallarda oyna. Oy alamazsın, oyna. Olay bu."

16 Ocak 2014 Perşembe



30 Mart yerel seçimlerine yaklaşılırken kamuoyunun nabzını tutan araştırmacılar, partilerin oy oranlarına ilişkin tahminlerini açıklamaya devam ediyor.

AK PARTİ YÜZDE 40'IN ALTINDA

22. Dönem Milletvekili Bülent Tanla'nın Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan yerel seçim anketinde, 30 Mart seçimlerinde Ak Parti'ye destek verenlerin oranı yüzde 40'ın altında çıktı. Ankete katılanlara yöneltilen "Yerel seçimlerde hangi partiye oy vermeyi düşünüyorsunuz?" sorusuna yanıt verenlerin yüzde 35.5'i tercihini Ak Parti'den yana kullandı. Yüzde 26.7'lik kesimin CHP'yi desteklediği ankette, MHP'nin oy oranı yüzde 15.1 olarak belirlendi.

SAADET PARTİSİ'NDE YÜKSELİŞ

Ankette Saadet Partisi'ndeki yükseliş dikkat çekti. Araştırmaya katılanların yüzde 8.4'ü yerel seçilerde Saadet Partisi'nin adayını destekleyeceğini belirtirken, BDP'yi destekleyenlerin oranı yüzde 7.6'da kaldı.

ADAY MI PARTİ Mİ?

30 Mart seçimleri öncesi merak edilen bir başka konu da belediye başkan adaylarının, seçmenlerin oy tercihleri üzerinde etkili olup olmayacağı. Bu konuda MHP seçmeninin yüzde 69.8'i oy tercihinde adayın daha önemli olduğunu belirtirken, Ak Parti seçmeninin de yüzde 53'ü adayın kendileri için önemli olduğunu ifade etti.

5 Ağustos 2013 Pazartesi

Kandırıldığını düşünen AKP seçmeni de yok değil.

tweetter'dan alıntıdır.
İşte Akp seçmenini analiz etmek için ipucu verecek 3 soru.

16 Nisan 2013 Salı



Başbakan Erdoğan, piyanist ve besteci Fazıl Say'ın, 10 ay hapis cezasına çarptırılmasıyla ilgili soruya, "Onlarla bizi meşgul etmeyin" yanıtını verdi.

Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nın ardından salondan ayrılırken gazetecilerin, Fazıl Say'ın 10 ay hapis cezasına çarptırılmasıyla ilgili sorusunu, "Onlarla bizi meşgul etmeyin" diye yanıtladı.

Başbakan Erdoğan'ın grup toplantısından öne çıkan satırbaşları ise şöyle:

-Şehit yakını ve gazilerden su ve elektrik ücretlerinde indirim imkanından yararlanamayanların tamamı artık bu haktan yararlanma imkanına kavuşacak. Ayrım yapmadan tüm şehit yakını ve gazilerimizi bu kapsama alıyoruz.
Vazife ve harp malulü kapsamında olup faizsiz konut kredisinden yararlanamayanlara da faizsiz konut imkanı getiriyoruz. Hak sahipleri bu çerçevede 73 bin lira, 20 yıl vadeli faizsiz konut kredisi kullanabilecekler.

- Daha önce sadece Terörle Mücadele Kanunu kapsamında olanlarla asayiş ve güvenlik hizmeti sırasında hayatını kaybeden veya malul olanlara tanınmış olan sanal intibak suretiyle maaş artış imkanını, şimdi tüm vazife malullerine sağlayacağız.

- Evladı askerde olup muhtaç olan ailelere çocuğu askerde olduğu süre boyunca düzenli olarak ayda 250 lira ödeme yapılacak.

- Vazife ve harp malullüğü kapsamında olup istihdam hakkı bulunmayanlara da istihdam hakkı verilecek. Örneğin Afyonkarahisar'daki o talihsiz olan askerlerimizin yakınlarına sadece maaş veriliyordu, şimdi maaş artı 2 istihdam
hakkını bu düzenlemeyle şehitlerimizin yakınlarına getirmiş oluyoruz.

- Vazife malullüğü kapsamında bulunan diğer kamu görevlilerine bir istihdam hakkı getirilecek. Buna ek olarak terör mağduru sivil vatandaşlardan hayatını kaybedenlerin yakınlarına veya malul olanlara da bir istihdam hakkı
getiriyoruz. Sosyal güvencisi olanların maaş hakkından yararlanmasına imkan sağlıyoruz.

- Yeni bir düzenlemeyle vazife ve harp malullerine sağlanan hakların kapsamını genişletiyoruz. Vazife ve harp malulü kapsamında olan TSK mensubu ve güvenlik görevlilerinden hayatını kaybedenlerin yakınlarına 2, malul olanlara ise bir istihdam hakkı getiriyoruz.

- 65 yaşını aşmış muhtaç vatandaşlar ile muhtaç engellilere yönelik maaş uygulamasının kapsamını da belli kriterler çerçevesinde genişleteceğiz.

Çözüm süreci:
- (Çözüm süreci) Çözüm isteyen herkesten ellerini, dillerini, eğer bunlar mümkün değilse yüreklerini bu sürece koymalarını rica ediyorum. Böyle hayati bir meselede, hayır konuşmayacak olanların en azından susmak suretiyle, sukut suretiyle sürece katkı vermelerini rica ediyorum.

Akil İnsanlar Heyeti:
- Akil İnsanlar Heyeti'nin çalışmalarına bakınca milletin çözüme yönelik inancı artmıştır.Bu birlikteliği hazmedemeyenler, çeşitli provokatif eylemlere giriyorlar. Milletin inancı tüm bu kışkırtmaları ezip geçecektir.
- (Kılıçdaroğlu'na) Tarih, Kılıçdaroğlu'nun kalbinde yara olduğu için bizim verdiğimiz tarih derslerini bir türlü öğrenemedi. Kılıçdaroğlu'nun Dersim tarihi sıfır, CHP tarihi sıfır, demokrasi tarihi sıfır. İstanbul şehir tarihi
sıfır, futbol tarihi sıfır, İslam ve Türkiye tarihi yıldızlı sıfır.

Bahçeli'ye yanıt:
İktidar ortağı olduğu döneme ilişkin araştırma komisyonu kurulması için ''hodri meydan'' diyen MHP liderine, Başbakan'dan da ''Hodri meydan'' yanıtı geldi.

Başbakan, ''Milliyetçilik, milliyetçiyim diyenlerin boşalttığı devletin kasasını doldurmaktır'' dedi.

Bahçeli'ye, ''Madem ki hodri meydan dedin, merak etme çalışmalar başlar ve herşey ortaya çıkar'' mesajını gönderdi.

11 Mart 2013 Pazartesi



Cumhuriyet gazetesinin önde gelen yazarlarından Orhan Bursalı'nın bugünkü köşesinde yer alan iddialar çok konuşulacak. Bursalı'nın iddiasına göre Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yeni bir parti kurma girişimi içinde. Cumhuriyet yazarının iddiasına göre parti kurma çalışmasının başındaki isim ise Başbakan Erdoğan'ın milletvekili yapmadığı Ahmet Ertürk.

İşte Orhan Bursalı'nın "Gül'den Parti Resti" başlıklı bugünkü o yazısı

AYDINLIK GAZETESİ YAZMIŞTI

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bir parti kurma girişiminin içinde.. Aydınlık gazetesinin dün iyi bir gazetecilikle duyurduğu bu haber, hiç de yabancım değil! Bir yılı aşkın süredir yazdığım Gül-Erdoğan arasındaki büyük siyasi çekişmenin geldiği nokta, siyasi parti kurma restidir.. Eğer aralarında bir siyasi anlaşma olmazsa, sürecin bu noktaya geleceğine işaret etmiştim.

AKP içinde ve çevresinde Erdoğan'ın üzerlerini çizdiği, özellikle Gül'e yakın çok insan var. Ayrıca RTE'nin fırsat vermediği Cemaate yakın siyasetçiler de var. Erdoğan'ın, kendine en büyük ikbal kapısını açmaya çalışırken parti tüzüğünün 3 dönem şartıyla tasfiye ettiği "birlikte yola çıktığı yol arkadaşları"var.. Onlar dururken Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu gibi kendi parti, görüş ve arkadaşlarını "satmış" siyasetçileri AKP vitrinine çıkarması var.. Var oğlu var.

Yani AKP içinde bile büyük küskünler ordusundan bahsedebiliriz! Ben, Bülent Arınç'ı da onların arasına katarım! Arınç, görüşlerini bile özgürce dile getiremiyor. Getirdiğinde de iki adım geri atıyor. Erdoğan'ın tek adam-tek seçici, tek karar verici, tek uygulayıcı, yani en yumuşak tanımlamayla otoriter lider olarak betimlenecek siyaset anlayışının kurbanı yüzlerce kişi var.

Bu kesimde eksik olan, ciddi bir siyasi seçenek olabilecek bir şemsiye kişilik. Ama RTE'nin alternatifi hep Gül'dür. Şimdi Gül şemsiyesi altında bir siyasi gövde ortaya çıkabilir; çıkma olasılığı çok güçlüdür. Bunu bir ölçüde de RTE'nin tutumu belirleyecektir.. Hep yazdığım gibi RTE, Gül'e başbakanlık yolunu, kapısını açmazsa bu siyasi gövde, parti olarak RTE'nin karşısına çıkar.

YENİ PARTİ ÇALIŞMASINI AHMET ERTÜRK YAPIYOR İDDİASI

Hadi ben de bir isim vereyim: Yeni bir siyasi parti temaslarını sürdürenin ise Gül'ün önemli danışmanlarından, RTE'nin milletvekili yapmadığı Ahmet Ertürk'ün olduğu belirtiliyor. Ertürk, eski TMSF Başkanı!.. Şüphesiz ki bu gelişme RTE tarafından izlenmekte ve bilinmekte.. Bu nedenle ortada saklanacak durumlar çoktan aşıldı!

Peki, erken değil mi Gül'ün ortaya çıkması? Değil.. RTE, Apo ile birlikte kotardığı ve bütün milleti dışladığı başkanlık anayasası tasarısını birden öne çekince, bu eylül-ekimde referandumu gündeme getirince Gül'ün de siyasi parti restini öne çektiği görülüyor.

GÜL VE CEMAATİN ERDOĞAN'A KARŞI İTTİFAKI

Bu bağlamda, Gül ile Cemaat arasında da RTE'ye karşı doğal bir ittifak zemini de oluşuyor. Cemaat, her zaman, haddinden fazla bir güce sahip izlenimini verir. Yaşadığımız özel mahkemeler sürecinin, adaletsizliğin, sahtekârlığın ve zulmün baş aktörlerinden olan dini/ticari/siyasi bir yarı gizli örgütün, bu kez iktidara tam ortaklığının gündeme gelmesi ise çok çok ürkütücü ve düşündürücüdür. (CHP'deki bu örgüt ittifakçılarına da duyurulur!) Şimdilik bunu bir not olarak düşelim..

Gül hemen hemen bir yıldır "siyasi program" geliştirme/inşa peşindedir. Bu "programı", RTE'nin siyasetine karşı bütün söylemlerinde görülebilir. En son, Taha Akyol'la CNNTürk'teki söyleşisinde, anayasada vatandaşlık tanımı konusunda, Atatürk'ün 1924 Anayasası'na gönderme yapması, RTE'ye karşı en ciddi siyasi duruşlarından biri olarak gündeme girdi. RTE biliyorsunuz anayasadan Türk milleti tanımının silinmesi konusunda Apo ile uzlaşmaya varmıştı! Taha Akyol, öteden beri Gül'ü destekler. Özellikle Apo ile başkanlık anayasasının deşifre olmasından sonra.. (Hâlâ artçı depremlerini yaşıyoruz bu deşifrenin, bu bile RTE'nin şoku atlatamadığının göstergesidir...) Akyol, 10 yıldır ilk kez bu kadar art arda Erdoğan'ı eleştiren yazılara imza atıyor!

GÜL PARTİSİ'Nİ ÖNLEYECEK TEK ÇÖZÜM

Evet, Gül en büyük siyasi restini çekti Erdoğan'a karşı dedik.. Şimdilik "Gül Partisi" oluşumunu önleyecek tek çözüm, Erdoğan'ın geri çekilmesi gibi gözüküyor. Erdoğan'ın kişiliğini bilenler, onun 2023'e kadar kendine çizdiği ve tüm Türkiye'yi "Tayyipleştirme"yi içeren politik geleceğinden asla vazgeçmeyeceğini bilirler. Bugünkü Tayyip Erdoğan "profili" ile tatmin olacak veya bu tasarımından vazgeçerek kendisine sunulanla yetinecek bir kişilik yok ortada.. Vazgeçerse kendini inkâr bile olabilir!

Terazinin kefelerine bakıyorum, şimdilik gördüğüm, tavan yapmış özgüveni ile baş aşağı gitme olasılığı ağırlık kazanan bir RTE.. Buna kendi kendini yemek de denebilir! Kaçınılmaz bir durum ortaya çıkabilir.

Medyadaki ve AKP içindeki Tayyipçilere: Durumu göz önüne alarak yeni bir pozisyonda ön almak zamanıdır. Biliyorsunuz, erken davrandığınız ölçüde kazançlı çıkarsınız...
opsiyonelhaber

11 Şubat 2013 Pazartesi



Financial Times'da Roula Khalaf tarafından kaleme alınan ve "Cazip ama yanıltıcı Türk modeli" başlıklı yazıda, Türkiye'nin Arap komşuları için bir rol model teşkil etmesinin zor olduğu, zira bu ülkelerin farklı aşamalarda bulunduğu görüşü savunuldu.

İslamcı Arapların sık sık kendilerine model olarak "İslami kökenli AK Parti" yönetimindeki Türkiye'nin ekonomik başarısını gösterdiklerini belirten Roula Khalaf, bu ülkelerin sosyal olarak muhafazakar ama aynı zamanda dinamik ve müreffeh toplumlar yaratabileceklerini savunduklarına dikkat çekti.

Khalaf, ancak Türkiye ve geçiş dönemindeki Arap ülkelerini karşılaştırmanın ve Türkiye'yi başarıya götüren tüm etmenleri AK Parti ya da onun İslamcı kökenlerine mal etmenin yanıltıcı olacağını savundu.

Roula Khalaf, şöyle devam etti:

"Türkiye ve Arap komşuları altyapılarını, bankacılık sistemlerini, devlet  yapıları ve siyaseti geliştirmek açısından farklı aşamalarda bulunuyorlar. Türkiye'nin Gayri Safi Milli Hasılası'nın son 10 yıl içerisinde dolar bazında üç katına çıkması, AK Parti'nin önceki hükümetlerin devletin rolünü azaltan ve ticareti, rekabet kültürünü ve girişimciliği destekleyen politikalarının üzerine koyması sayesinde olmuştur."

Khalaf yazısında ayrıca, Carnegie Europe'ta misafir öğretim üyesi olan Sinan Ülgen'in "Türkiye'nin ekonomik başarısı, AK Parti tarafından yaratılmadı, onlar sürücülük yaptı ama asıl reformlar daha önceden yapılmıştı" şeklindeki sözlerine de yer verdi.

Yazıda Ülgen'in şu sözlerine de yer verildi:

"AK Parti, bu reformların birikiminden istifade etti ve uygulamaya konulan programı kurcalamaya çalışmayacak kadar akıllı davrandı. Programdan sonuç alınmaya başladığında, onlar da siyasi ve ekonomik açıdan faydasını gördüler."

9 Şubat 2013 Cumartesi


Erdoğan MYK toplantısında açıkladı.

 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dünkü MYK toplantısında AKP'nin son oy oranını açıkladı.

"Ne zamlar ne yaşam koşullarının kötülüğü ne iktidar yıpranması ne de siyasal dengelerin bir parti lehine aşırı bozukluğu bütün bir ulusun geleceğinin şekillenmesi yetkisinin bir kaç kişinin elinde toplanması hiç biri seçmeni etkilemiyor."

Oy vermeye Devam aynen devam!


ŞUBAT AYI ORANLARINDA ARTIŞ

"Vatandaşımız partimize tam destek veriyor" yorumunda bulunan Erdoğan'ın açıkladığı son ankete göre AK Parti'nin oyu Şubat ayı itibarıyle yüzde 52.4. Ankete göre ana muhalefet partisi CHP yüzde 22, MHP ise yüzde 12.8'e ulaştı. 4 saat süren MYK toplantısında oy oranları detaylı bir şekilde masaya yatırıldı.


dip not: Mazohist nedir?
Belirtileri:
1. Çok daha iyi seçenekler açıkça mümkün olduğu zaman bile hayal kırıklığına, başarısızlığa ve kötü davranışa yol açacak durum ya da kişilerin seçilmesi.
2. Kendisine yönelik yardım girişimlerini reddetme ya da etkisiz hale getirme.
3. Olumlu kişisel hadiselere (örnek: yeni bir başarı) tepkisinin; depresyon, suçluluk duygusu ya da acı getirecek bir davranış (bir kazaya uğrama gibi) biçiminde olması.
4. Kızgınlığı kışkırtacak, tepkileri reddeder bir davranış tarzı benimseme ve bunun sonucunda kendisini yaralanmış, bozguna uğramış, aşağılanmış hissetme. (Karı ya da koca ile toplum içinde alay etmek, sert bir cevapla kışkırtmak ve gördüğü tepki nedeni ile kendisini yıkılmış hissetmek).
5. Keyif fırsatlarını reddetme, zevk aldığını fark etmede gönülsüz davranma (yeterli sosyal becerisi ve zevk alma kapasitesi olmasına karşın).
6. Yapabileceğini kanıtlamış olmasına karşın, kişisel amaçları için çok önemli ve kritik olan işleri tamamlamakta başarısız olma.(Arkadaşlarına ödevleri için yardım eder fakat kendisininkini yazamaz).
7. Kendisine sürekli olarak iyi davranan, sevgi gösteren kişileri reddetme veya ilgisiz davranma. (Seks partnerini çekici bulmaz).
8. Bu yönde bir talep olmadığı ve istenmemesine rağmen aşırı fedakarlıkta bulunma.
9. Bu davranışların, fiziksel, seksüel veya fizyolojik eziyet görme beklentisiyle ya da bunlara karşılık olarak özellikle vuku bulmaması.


Değerlendirme:
Bu bölümde sayılan kriterlerden beş ve daha fazlasının varlığı ile Mazohistik Kişilik Bozukluğundan söz edilebilir.
Erken yetişkinlik çağında başlayan ve farklı bağlamlarda bulunan, kendine eziyet etme davranışı kalıbıdır. Kişi sıklıkla keyif veren deneyimlerden kaçınabilir, acı çekeceği davranış veya durumlar onu çeker ve kendisine yardım edebilecek kişileri çeşitli bahaneler ile önler. Başarısızlık, aşağılanma, acı çekme, üzüntü içeren durum ve ilişkiler mazoşist kişilik bozukluğu olan kişileri çeker. Bu bozuklukla kaçınılmaz bağlantısı olmamakla birlikte, seksüel mazoşizm de bulunabilir.
Mazoşist Kişilik Bozukluğunun belirgin bir nedeni yoktur; bazı teorilere göre yetiştiriliş tarzı etken olduğu gibi biyolojik nedenler de muhtemeldir. Bu bozukluk nadir görünür ve cinsiyetle veya aile yapısıyla ilgili oluşumu hakkında az bilgi vardır.
Tedavi kişilik bozukluğunun tipine göre değişse de bazı genel prensipler hepsine uygulanır. Aile üyeleri çeşitli şekillerde hastanın problemli davranışlarını ya da düşüncelerini kuvvetlendirir veya azaltırlar, onların katılımı yardımcı hatta sıklıkla gereklidir.
dip not kaynak:http://blog.milliyet.com.tr/mazohistik-kisilik-bozuklugu---test-13/Blog/?BlogNo=12279

26 Ocak 2013 Cumartesi


Metropoll Araştırma Şirketi’nin yaptığı ikinci araştırmaya göre, Türkiye’de her iki kişiden biri basına, yargıya müdahalelerin ve yolsuzlukların arttığını düşünüyor. Katılımcıların yüzde 51.9’u yolsuzluğun arttığını düşünürken yüzde 36.8’i bu görüşe katılmıyor. Yolsuzluğun arttığını düşünenler içerisinde AKP seçmenlerinin oranı 35.1’e ulaşıyor.

Serbest kıyafete destek yok

• Katılımcılar yüzde 71 gibi büyük oranla okullarda kıyafetin serbest bırakılmasını desteklemezken sadece yüzde 24’lük bir kesim bu uygulamayı destekliyor. Uygulamayı AKP’li seçmenlerin de yarısından fazlası (yüzde 59) desteklemiyor. Muhalefet partilerine oy veren seçmenlerin büyük bir çoğunluğu da okullarda serbest kıyafet uygulamasına destek vermiyor. Hükümetin yeni yürürlüğe koyduğu bu uygulamada kendi tabanından bile yeterli destek alamadığı görülüyor.

• Katılımcıların yüzde 54’ü son dönemde hükümetin yargıya müdahale ettiğini, yüzde 30’u müdahale etmediğini düşünüyor. Gerek muhalefet partili seçmenlerin büyük kısmı gerekse de AKP’li seçmenlerin yüzde 42’si hükümetin yargıya müdahale ettiği kanısını taşıyor.

• Katılımcılara “Son yapılan 12 Haziran milletvekili seçiminde verdiğiniz oy için pişmanlık duyuyor musunuz?” sorusu sorulduğunda seçmenlerin yüzde 15’inin vermiş oldukları oydan pişmanlık duyduğu, yüzde 75’inin ise pişmanlık duymadığı belirlendi. • Araştırma bulgularına göre katılımcıların yüzde 32’sinin Türkiye’de yeni bir partiye ihtiyaç duyduğu, yüzde 52’sinin ise ihtiyaç duymadığı belirlendi. Yeni bir siyasi partiye en çok ihtiyaç duyan seçmenler CHP ve MHP’li seçmenler. AKP’li seçmenlerinin bile yüzde 27’sinin kendilerinin de oy verebilecekleri yeni bir partiye ihtiyaç duydukları tespit edildi. • Araştırmanın kritik sorularından biri de “Bu pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusu oldu. Bu soruya kararsız, cevapsız ve protesto oyları dağıtılmadan katılımcıların yüzde 39.1’inin AKP’ye, yüzde 17.6’sının CHP’ye ve yüzde 9.8’inin de MHP’ye oy vereceği belirlendi.

AK Parti döneminde sigara ve içkiye yapılan ÖTV zamlarına rağmen sigara ve alkol tüketiminde belirgin bir artış oldu. CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in soru önergesine Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in verdiği yanıt , 10 yılda alkollü içki satışının arttığını ortaya koydu. 2003 yılının son 6 ayında 537 milyon litre , 2004 yılında 897 milyon litre tüketilirken bu rakam 2012 yılının ilk 11 ayında 1 milyar litreyi aştı.

MEHMET ŞİMŞEK VERİLERLE YANIT VERDİ

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek , CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in soru önergesini Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından gönderilen 2002-2012 yıllarına ait alkollü içki ve sigara tüketimi hakkındaki verilerle yanıtladı.

25 Ocak 2013 Cuma


İçişleri, Turizm, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanları değişti. Erdoğan, iç kabinesi olarak adlandırılan, her önemli karar öncesi danıştığı dört isme bakanlık koltuğu verdi.


Başbakan Erdoğan beklenen hükümet revizyonunu dar kapsamlı tuttu. İçişleri, Milli Eğitim, Sağlık ve Kültür bakanlarının değişmesi siyasi kulisler için sürpriz olmadı. Ancak bu bakanların yerine gelenler isimler ise sürpriz oldu.

Başbakan Erdoğan’ın Afrika gezisi dönüşünde “Her an her şey olabilir” diyerek sinyalini verdiği kabine değişikliği dün gerçekleşti. Perşembe günleri gerçekleştirilen devletin zirvesindeki görüşme trafiği, kabine değişikliği haberiyle son buldu. Görüşme kapsamında ilk olarak Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel’i Başbakanlık’ta kabul etti. Görüşme yaklaşık 1,5 saat sürdü. Cumhurbaşkanı Gül ile Genelkurmay Başkanı Org. Özel’in görüşmesi ise saat 15.10’da başladı.
Yıldırım tek kaldı

AK Parti’nin Abdullah Gül başkanlığında kurulan ilk hükümetinden bu yana tüm kabinelerde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile birlikte görev alan Sağlık Bakanı Akdağ 10 yıl sonra koltuğuna veda etmek durumunda kaldı. Yıldırım ise kabinenin koltuğu hiç değişmeyen tek ismi olarak kaldı.

Gelenler sürpriz oldu

Revizyon ile koltuğunu kaybeden Şahin, Akdağ, Dinçer ve Günay, kabine değişikliği arifesinde isimleri “gidici bakanlar” olarak telaffuz edilen 4 isimdi. Erdoğan’ın gerçekleştirdiği revizyon bu çerçevede “gidenler” açısından AK Parti grubu ve siyasi kulisleri şaşırtmadı.

Müezzinoğlu da şaşırdı

10 yıldır bakanlık yapan Akdağ, sağlıkta önemli değişim politikalarına imza atan, Erdoğan’a en bağlı isimlerden biriydi. Ancak Akdağ, AK Parti Meclis grubunda geniş bir kesimin sıcak bakmadığı bir isimdi. Akdağ’ın yerine gelen Edirne Milletvekili Mehmet Müezzinoğlu ise revizyonun en sürpriz ismi oldu. AK Parti eski İstanbul İl Başkanı olan Müezzinoğlu, Erdoğan’ın İmam Hatip’ten okul arkadaşı ve AK Parti liderinin en güvendiği isimlerden biri.