enteresan haberler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
enteresan haberler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Ekim 2022 Pazartesi

Ukraynalı kadına 6 ay işkence yapmışlar.
Ukraynalı bir kadın asker, Rus esaretinde tutulduğu 6 ay boyunca elektrik şoku ve çekiçle işkence gördüğünü anlattı. 26 yaşındaki Hanna O. adlı kadın, geçen hafta Ukrayna ve Rusya arasında yapılan mahkum takasında serbest bırakıldı.



Geçen hafta büyük bir mahkum takasından sonra eve dönen Ukraynalı bir asker, altı ay esaret altındayken kendisinin ve diğer kadınların Rus güçlerinin elindeyken işkence gördüğünü öne sürdü.

“BİZE HAYVAN GİBİ DAVRANDILAR”

Kendisini yalnızca Rusya’nın ilhak ettiği topraklarda bulunan ailesini korumak için Hanna O. olarak tanımlayan kadın, Ukrayna devlet haber ajansı Ukrinform’a yaşadıklarını anlattı. Hanna O. “Bize hayvan gibi davrandılar. Size daha fazlasını anlatacağım. Hayvanlar bile böyle bir davranışı hak etmez” dedi.

9 Ocak 2014 Perşembe


"Türk kadınlarının yüzde 63'ü türban takmak istiyor. Bunun yüzde 46'sı Emine Erdoğan tarzı... Yüzde 4'ü ise kara çarşaf ve peçeden yana. Başı açık gezmek isteyenlerin oranı ise yüzde 32."



Amerika’nın Michigan Üniversitesi’nin yaptığı, “Kadınlarda örtünme”yle ilgili araştırmada, modern Türkiye Cumhuriyeti, 7 Arap ülkesi arasında üçüncü sırayı aldı.

Türk kadınlarının artık sadece yüzde 32′sinin tamamen başı açık kalmayı tercih ettiği de ortaya çıkarıldı. Bu durum, 11 yıllık AKP iktidarının getirdiği mahalle baskısının, Türk kadınını nasıl modern bir kadından Arap ülkeleri kadınları gibi giyinmeye dönüştürdüğünü de gösteriyor.

Araştırma yapılan Tunus, Mısır, Türkiye, Irak, Lübnan, Pakistan ve Suudi Arabistan’da yapılan araştırmanın ortalamasında ise Burka giymek isteyenlerin oranı yüzde 2, çarşaf ve peçe isteyenlerin oranı yüzde 8, kara çarşaf giymek isteyenlerin oranı yüzde 8, türban takmık isteyenlerin oranı (türbanın çeşidine göre) toplamda yüzde 56 ve açık gezmek isteyenlerin oranı ise yüzde 4 olarak belirlendi.

EMİNE ERDOĞAN ÖRNEK OLUYOR

Türkiye’de burka giymek istemeyen çıkmazken, çarşaf giyip peçe takmak isteyenlerin oranı yüzde 2, sadece kara çarşaf giymek isteyenlerin oranı yüzde 2, başı ve boynu toptan kapatan, Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a benzer şekilde türban takmak isteyenlerin oranı yüzde 46, başörtüsünden biraz daha kapalı türban takmak isteyenlirin oranı yüzde 17 ve hiç başını örtmek istemeyenlerin oranı ise yüzde 32 oldu.

Bu rakamlarla Türk kadınları, en çok türban takmak isteyenler listesinde toplamda yüzde 63 ile üçüncü oldu. Türban takmak isteyen kadınlar listesinde birinciliği yüzde 80 ile Tunus, ikinciliği ise yüzde 65 ile Mısır aldı.



LÜBNAN BİZDEN DAHA MODERN

Türbanın çıktığı ülkelerden biri olarak bilinen Lübnan’da ise tablo bizden daha iyi çıktı. Bu ülkede kadınların sadece yüzde 32′si, başı ve boynu komple kapatan türban takmak istiyor. Başı açık gezmek isteyenlerin oranı ise yüzde 49.

İnsanların kadına bakış açısını sorgulayan anketi gerçekleştirenler 2013 yazında bir çok kadın ve erkekle görüştü. “Müslüman bir kadın giyinmeli?” sorusuna cevap arandı ve 7 ülkenin tümünde örtünme oranı, örtünme istemeyenlerden fazla çıktı. Sadece Türkiye ve Lübnan’da, soruya cevap verenlerin dörtte birinden fazlası, kadınların başı örtünmeden kamuoyu önünde olmalarının onları daha şık gösterdiğini söyledi.



KURAN’DA BELLİ BİR ŞEKİL YOK

Üstteki tablo, Türkiye’nin son 11 yılda nereden nereye geldiğini de gösteriyor. İnsanlara her gün televizyonlarda gizliden gizliye türbanlı reklamı yapılırken, Emine Erdoğan tarzı türban takmak isteyenlerin oranını da, bu görüntü ve gizli reklamlarla yüzde 46′yı bulduğu araştırmadan görülüyor.

Araştırmayla ilgili geniş bir haber yayınlayan Focus Dergisi, bu araştırmanın aynı zamanda batılı değerlere ve çağdaşlığa bakışı yansıttığına da yer verirken, bir çok kişinin örtünmeyi dini nedenlere bağladığını, Kur’an’in bir emri olduğuna inandığını yazdı. Dergi, Kur’an da örtünmeyle ilgili belli bir tarz olmadığı için yorumlarla bu şekillerin ortaya çıktığını da vurguladı.
Ali GÜLEN / SÖZCÜ

7 Ocak 2014 Salı


‘Evlilik öncesi ilişki dine aykırı’

Hindistan’ın başkenti Delhi’de bir yargıç evlilik öncesi ilişkinin ahlak dışı ve bütün dinlere aykırı olduğunu açıkladı.
facebook twitter google + digg e-posta yazdır
Yargıç Virender Bhat iki yetişkin arasında evlenme vaadiyle gerçekleşen cinsel ilişkinin tecavüz olarak değerlendirilmeyeceği yönünde kararını verdikten sonra bu açıklamayı yaptı.

Evlilik öncesi ilişki Hindistan’da hala kültürel bir tabu olarak kabul ediliyor.
Geçen yıl Delhi’de başka bir mahkeme evlenmeden birlikte yaşamanın ahlak dışı ve Batı kültürünün ''rezil bir ürünü'' olduğunu açıklamıştı.
Yargıç Bhat, tecavüze uğradığını iddia eden bir kadının açtığı davaya başkanlık etti. 29 yaşındaki zanlı, 2011 yılında tecavüz suçlaması ile tutuklanmıştı.
Mağdur olduğunu iddia eden kadın, evlilik sözü verip kendisiyle ilişkiye girdiği gerekçesiyle zanlıyı tecavüzle suçluyordu.
Evlilik sözü verilerek gerçekleşen cinsel ilişkinin tecavüz olarak değerlendirilmeyeceğine hükmeden yargıç, buna karşın eylemin ''ahlak dışı ve bütün dinlerin temel değerlerine aykırı'' olduğunu söyledi.
2010 yıllında bir üst mahkeme, Tamilli bir sinema yıldızının kadınların evlilik öncesi ilişki hakkını savunan sözlerine karşı açılan davaları reddederek, evlenmeden birlikte yaşamayı onaylayan bir karar almıştı.
Toplum değerlerine aykırı davranmakla suçlanan Kuşbo isimli sinema oyuncusu hakkında 22 suç duyurusunda bulunulmuştu.

Çıplak fantazi çamaşır makinesine sıkıştı

Avustralya'da polis, partneriyle saklambaç oynarken çamaşır makinesine sıkışan çıplak bir adamı kurtardı.Adı açıklanmayan erkeğin, partnerine sürpriz yapmak için yukarıdan doldurulan çamaşır makinesine saklandığı belirtildi.
facebook twitter google + digg e-posta yazdır

Ancak çıplak halde makineye sıkışan erkeğin, 20 dakika süren uğraş sonucu, kayganlaştırıcı olarak zeytinyağı kullanılarak çıkartıldığı kaydedildi.

Victoria eyaletindeki Mooropna kasabasında geçen Cumartesi sabahı yaşanan olayda sıkışan erkeğin kimliği hakkında bir açıklama yapılmazken, 20'li yaşlarında olduğu sanılıyor.

AFP Haber Ajansına konuşan Polis yetkilisi Michelle De Araugo, "Oyun oynarlerken işler yanlış gitmiş. Sıkışan erkeğin çok utandığını söylemek yalış olmaz" dedi.
Diğer bir polis yetkilisi ise ev eşyasının oyunlarda kullanılmaması tavsiyesinde bulundu.

ABC'ye konuşan Emniyet Müdürü Luke Ingram, "İnsanlara tavsiyem mutfak eşyalarına tırmanmamaları. Bunun haftasonunda da gördüğümüz gibi bazı sorunlara neden olabileceği çok açık" diye konuştu.

6 Eylül 2013 Cuma


12 yaşındaki çocuk insanların serbestçe elmas arayabildiği bölgede 5.15 karatlık elmas buldu.

Sabah'ın haberine göre, Ailesiyle ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinden tatil için Arkansas eyaletindeki Crater of Diamonds (Elmas Krateri) Ulusal Parkı'na giden 12 yaşındaki Michael Dettlaff, dolaşırken 5.15 karatlık elmas buldu.

Dettlaff, "Parka geleli yaklaşık 10 dakika olmuştu. Etrafta dolaşıyorduk ve öylece toprağın üzerinde dururken buldum. Cam gibi son derece pürüzsüzdü. Başta ne bulduğumu bilmiyordum. Çantama attım. Sonra ben çantamdan çıkarınca biri görüp bakmak istedi. Bir anda insanlar etrafta toplanmaya başladı. Sonra, 'Evet bu büyük bir elmas' dediler" diye konuştu.

Elmasın küçük olmasına rağmen, 15 bin dolara alıcı bulabileceği belirtildi

11 Haziran 2013 Salı

  1. ☠ Dorυĸ Çαğlαyαɴ ☠@DorukCaglayan2h
  2. 3 5 adam yollayıp pravakatör yaptınız bu salak millette yedi valla helal olsun size Bölücülükte BüyüksünUsta
  3.  
  1. Reply
 
  1. Bülent Arınç - "Polis vicdanlı davrandı." - Bölücülükte BüyüksünUsta -

Vahim bir iddia!
Twitter’da yapılan yorumlarda molotofçuların polis müdahalesi ile aynı anda ortaya çıktığı ve organize bir şekilde polise saldırıda bulunduğu yazıldı.

Gezi Parkı eylemcilerinin de tepki gösterdiği molotoflu saldırganların kim olduğu merak konusu oldu.
Ajansların geçtiği bir fotoğrafta polise molotof kokteyli ve havai fişek atan bir eylemcinin belindeki kabarıklığın silah olduğu iddia edildi.
Polise havai fişek düzeneği ile saldıran kişinin belindeki kabarıklık dikkat çekti. Sosyal medyada beldeki cismin silah olduğu iddia edildi.


alıntı Hürriyet Güncel

26 Mart 2013 Salı




Page Six’te yer alan habere göre Olivia Wilde nişanlısı Jason Sudeikis’i New York’taki bir gece kulübüne götürdü. Kulüpte de iki kişilik özel bir oda kiraladı. Wilde’ın sürprizi bununla da bitmedi. Güzel yıldız kulüpten iki de striptiz dansçısıyla anlaştı ve onları da odaya davet etti. Ancak nişanlısına da dansçı kızlara ’dokunma’ yasağı getirdi.

Bir görgü tanığının ifadesine göre çift ve iki dansçı kız odada toplam 4 saat kaldı. Yeni filmi Drinking Buddies’de bir striptizciyi canlandıran Wilde bir röportajında nişanlısına "çılgınlar gibi" aşık olduğunu söylemiş ve "aşk hayatımız Kenyalı maraton koşucuları gibi" demişti.

28 Şubat 2013 Perşembe





İ.Melih Gökçek'in rakı masasındaki fotoğrafı twitter'ı karıştırdı

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'i rakı masasında gösteren bir fotoğraf twitter'da paylaşılınca, sosyal medyada hararetli bir tartışma başladı.
Her bugün öğlen saatlerinde “Zeyneb” adlı kullanıcının Twitter’da  “masum değiliz hiçbirimiz” başlıklı bir tweetiyle başladı. Tweete bir de fotoğraf eklenmişti. Fotoğrafta Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek bir rakı masasında arkadaşlarıyla sohbet ederken görülüyordu.

“Zeyneb” adlı kullanıcı bu tweet’i Melih Gökçek’in twitter hesabına göndermeyi de ihmal etmedi. Zaten kıyamet de bundan sonra koptu. Gökçek, ani bir tepkiyle ve büyük harflerle “BU FOTOĞRAF FOTOMONTAJDIR. DÜZELTME YAPIP ÖZÜR DİLEMEZSENİZ SAVCILIĞA VERİRİM. İHTAREN BİLDİRİYORUM...CEVAP BEKLİYORUM” yazdı. Bundan sonra “Zeyneb” adlı kullanıcı önce özür diledi; Melih Gökçek ise “Özür dilemek fazilettir. Seni kutluyorum ve affediyorum” yazdı. Ancak bu süre içinde fotoğraflı tweet yalnızca kullanıcının hesabından 20 kez tweetlendi. 10 kez de favori listesine dahil edildi.

Bunlar olurken Melih Gökçek’in rakı masasındaki fotoğrafı, Gökçek taraftarları ile durumu komik bulanlar arasında tweet çekişmesine döndü. Örnegin Gökçek taarftarı olduğu anlaşılan biri “Başkanım özürden anlamaz bunlar. Verin mahkemeye. Başkentimizin başkanına hakaret etmek böyle kolay olmamalı.” yazarken karşılığında “böyle bir fotograf için insanları mahkemeye veririm diye tehdit mi ediyorsunuz? sizin mizah anlayışınız yok mu?” yorumları gelmeye başladı.

“Zeyneb” adlı kullanıcı ise “özrünün gerekçelerini renkli cümlelerle sıralamayı ihmal etmedi: “Google’a girip bu gorseli buldum, kusura bakmayin dememin sebebi de savcilkla ugrasmamak icindi haksiz yere icerde olanlara benzemek istemem... kendi halinde bir ogrenci oldugum icin geri vites yapmak durumunda kaldim savcilikta degil okulda olmak isterim... Melih gokcekten ozur dilemek zorunda kaldim savciliga verir diye ya gercekten kendimi bi kanalizasyon cukuruna atmak istiyorum” tweetlerini de özrünün arkasından sıraladı.

Ancak “Zeyneb”in bu habern yazıldığı sırada attığı bir tweet tek bir fotoğraftan bile nasıl fırtına kopabileeceğini gayet iyi gösterdi: “Siyasetten neden nefret ettigimi bugun bir kez daha anladim, gelen mentionlar hem cok komik hem beni gercekten anlayanlar var tesekkur ederm”Haber: ENİS TAYMAN - enis.tayman@radikal.com.tr / Arşivi

26 Şubat 2013 Salı



Cinsiyet Değiştiren Sporcular Şaşırtı

1986 yılındaki olimpiyatlara, cinsiyet değiştirme damgasını vurmuştu.
Ameliyatla göğüslerini aldırıp, adını da Rüzgar olarak değiştiren Nil Erkoçlar, kendisindeki değişimi 5-6 yaşlarındayken fark ettiğini ve bu zamana kadar hiçbir erkekle birlikte olmadığını söylemesiyle beraber bir anda Türkiye’nin gündemine bomba gibi düştü.

Spor tarihinde de buna benzer çok ilginç olaylar yaşandı. Özellikle 1980’li yıllarda Komünist Doğu Almanya döneminde şampiyonalarda ''Kapitalizme karşı savaşmak için'' erkeklik hormonu verilen dünya şampiyonu kadın atletler, sporu bıraktıktan yıllar sonra cinsiyetlerini değiştirmek zorunda kaldılar.

Berlin Duvarı yıkılmadan önce Komünist Doğu Almanya'da sporcu olarak onlarca dünya rekoruna imza atan kadın sporcular, kendilerine o dönemde sürekli olarak erkeklik hormonu (testosteron) verildiği gerekçesiyle ilaçları üreten şirkete yıllar sonra dava açma kararı aldı. Bir kısmı aldıkları yüksek miktarda testosteron nedeniyle cinsiyetlerini değiştiren sporcular, Jenapharm adlı ilaç firmasına 2.6 milyon avroluk tazminat davası açtı.

GÖREVİMİZDİ

Atletlerin bu açıklamasıyla atletizm, gülle atma gibi dallarda yıllardan beri kırılamayan rekorların gizemi de çözülmüş oldu. 1986 Olimpiyatları'nda gülle atma alanında 21.10 metreyle rekor kıran ve 8 yıl önce cinsiyet değiştiren Heidi (Andreas) Krieger, 800 sporcunun benzer sorunlar yaşadığını söyledi. İngiliz The Times gazetesine konuşan Krieger, 15 yaşından itibaren Turinabol adlı ilaçtan 885 miligram almaya başladığını, 2 yıl içinde bu düzeyin 3 katına çıktığını anlattı.

Alman atlet, "Sesimin kalınlaşması, yüzümde tüylerin çoğalması umrumda değildi. Kapitailist dünyaya karşı Komünizmi yüceltmekle görevliydik. Doğu Alman Gizli Servisi Stasi'nin kimyagerleri de doping kontrollerinde yakalanmayalım diye Komplex 08 adlı bir projeyi devreye sokmuştu" dedi.

40 yaşındaki Krieger, sporculuğunun son yıllarında hormonal dengesinin çöktüğünü, 8 yıl önce de cinsiyet değiştirerek erkek olmak zorunda kaldığını, 3 haftada bir erkeklik hormonu enjeksiyonu almak zorunda olduğunu da açıkladı.

YILLAR SÜRECEK DAVA

Krieger'in yanısıra 1980 yılında 400 metre yüzmede altın madalya kazanan Petra Schneider, sırt üstü dalında onlarca rekor kıran Rica Reinisch gibi sporcuların da benzer iddialarla mahkemeye başvurması şirketi köşeye sıkıştırdı. Zararlarını bile bile antrenörlerin sporculara hormon hapları vermesine göz yuman Jenapharm, iddiaları araştırmak için 250 bin avroya bir tarihçi tutma kararı aldı.

Şirket genel müdürü Isabelle Roth, "Doğu Almanya ilaçların kullanımını onaylamıştı. Kanunlara aykırı davranmadık. Hedef olması gereken biz değil, bu ilaçları aşırı dozlarda veren ve verilmesini onaylayan kişilerdir" diye konuştu. Uzmanlar, şirkete karşı açılan bu davanın ise yıllarca sürebileceğini kaydediyor.

10 BİN ATLET STEROİT ALMIŞ

1960 ile 80 yılları arasında en az 10 bin atlete performans arttırıcı 'steroid' hapları verildiği ileri sürülüyor.

* Doğu Almanyalı atlet Jarmila Kratochvilova 26 Temmuz 1983'te 800 metreyi 1.53:28'de koştu. 22 yıl sonra 2005'de yılın en iyi derecesi 1.59:59 ile Faslı Hasna Benhassi'ye ait Geçen yıl İngiliz Kelly Holmes 1.56:38'le Olimpiyatlar'ı kazanmıştı.

* Petra Schneider 1980 yılında 400 metre yüzmede 4.36:29'luk dereceyle rekor kırdı. Rekoru ancak 15 yıl sonra kırılabildi.

* Karen Koenig, 1984'te serbest yüzmede, Jurgen Grundler ise biatlonda 1976'da dünya rekoru kırdı.

* Hiçbir sporcu doping testlerinde 'pozitif çıkmadı.
 Claudia Charriez, cinsiyet değiştirmeden önce madalyalı bir yüzücüydü.
26 Temmuz 1983'te 800 metreyi 1.53:28'de koşan Jarmila Kratochvilova da cinsiyet değiştirdi.
Karen Koenig, 1984'te serbest yüzmede rekor kırmıştı.
Şu an süper model olan Lea T, Brezilyalı futbolcu Toninho Cerezo'nun oğlu olarak dünyaya geldi.


Bu köylerde kadın yok!

Rusya'nın Krasnoyarsk bölgesindeki 23 köyde sadece erkekler yaşıyor.

 Rusya’nın soğuk ve yaşam şartlarının zor olduğu Krasnoyarsk bölgesindeki bazı köylerde sadece erkekler yaşıyor.

The Siberian Times gazetesinin haberine göre, bölgedeki 23 küçük köyde sadece erkek yaşarken bazı köylerde en fazla 5 kişi ikamet ediyor. Yeni açıklanan resmi veriler Kasovo, Novy Lokatui ve Lokatui köylerinde sadece bir tane erkek yaşadığını ortaya çıkardı. Bölgede sekiz bekar baba, beş ya da daha fazla çocuğun bakımını üstleniyor.

Rusya’nın ikinci büyük bölgesi Krasnoyarsk’ta yer alan bu köylerde kış aylarında hava sıcaklığı -40 dereceye düşerken yaz aylarında ise bunaltıcı sıcaklar hakim oluyor.

Bölgedeki nüfus sayımında erkeklere oranla 193 bin fazla kadın çıkarken, kadınların bu bölgede neden yaşamak istemedikleri bilinmiyor. ntvmsnbc

ABD’nin Washington Eyaleti’nde Donna Lange (51), erkek arkadaşını iri göğüsleriyle boğarak öldürdüğü gerekçesiyle yargılanacak. İddiaya göre ikili kavga etmeye başladı. Bunun üzerine 87 kilo olan Lange, erkek arkadaşını yere serip üzerine çıktı. Lange yalvarmasına rağmen sevgilisinin üzerinden kalkmadı. Fenalaşan ve hastaneye kaldırılan adam kurtarılamadı.


ABD'yi şoke eden haber;yamyam polisin 100 kadını pişirerek yeme planı ....

Yamyam polis şoku

New York'ta 100 kadını pişirerek yeme planı son anda engellenen polis memuru Gilberto Vall hakim karşısına çıktı.

ABD, yamyam polis haberiyle sarsıldı. New York kentinin polisi Gilberto Valle'ın bilgisayarına kayıtlı 100 kadını kaçırıp yeme planı son anda engellendi. Sapık polis, kaçak yollardan elde ettiği ulusal veri kayıtlarından 100 kurban seçip kadınlardan 3'üyle irtibata geçti. Valle'ın korkunç planını Manhattan'da takibe aldığı ilk kurbanı bozdu. İsmi açıklanmayan kadın takip edildiğini anlayınca polisle irtibata geçti. Polisi sorgulayan dedektifler Valle'ın bilgisayarında kurban listesine ve ayrıntılı cinayet planlarına ulaştı. Geçen yıl ekim ayında tutuklanan Gilberto Valle'ın ayrıca New Jerseyli Michael Van Hise isimli bir işbirlikçisinin de bulunduğu ortaya çıktı. Basının 'Yamyam polis' lakabını taktığı Valle ve işbirlikçisi dün New York Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı.

 Sapık polis, mahkeme salonunda yaptığı açıklamalarla jürinin kanını dondurdu. İlk kurbanı hakkında konuşan Valle, "Sessizce evine girip onu bayıltacak ve kaçıracaktım. Onu bir yerlere bağlayacak ve kısık ateşte pişirecektim. O benim birinci kurbanımdı" dedi. Mahkemeye tanık olarak çağırılan Valle'nın karısı Kathleen Mangan, kocasının planı karşısında şoke olduğunu söyleyerek, cani polisi sakin bir yapısı olduğunu anlattı. Savcılığın suç duyurusunda 2012 Şubat ayında e-posta üzerinden yapılan görüşmelerde Van Hise’in Valle’ye, kaçırılacak kadını canlı olarak istediğini söylediği iddia ediliyor. Valle’nin insan eti yeme meraklısı kişilerin bir araya geldikleri bir internet sitesi üzerinden diğer bazı kişilerle de görüşmeler yaptığı düşünülüyor. Yamyam polisin en az 20 yıl hapsi isteniyor.